2. Ceza Dairesi 2020/30703 E. , 2021/669 K.
"İçtihat Metni"Sanık ... hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan dolayı verilen İstanbul Anadolu 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2015 tarihli ve 2014/191 E. - 2015/420 K. sayılı mahkumiyet kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 17. Ceza Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonunda; 30.06.2020 gün ve 2020/4221 - 6707 Esas ve Karar sayılı ilamı ile mahkumiyet hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilip, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 30.06.2020 gün ve 2020/4221- 6707 Esas ve Karar sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASI ile İstanbul Anadolu 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2015 tarihli ve 2014/191 E. - 2015/420 K. sayılı kararı ile muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün Yargıtay 17. Ceza Dairesince sanık aleyhine yapılan hesap hatasının düzeltilerek hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA yönelik 05/10/2020 gün, KD - 2020/84912 sayılı itirazı üzerine dosya dairemize gönderilmekle, 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin, 6352 sayılı Yasa’nın 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Sanık ... hakkında İstanbul Anadolu 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2015 tarihli ve 2015/420 sayılı kararına ilişkin Yargıtay 17. Ceza Dairesi"nin 30.06.2020 gün ve 2020/4221-6707 Esas ve Karar sayılı kararı ile muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan TCK"nın 289/1, 62, 50, 52. maddelerine göre doğrudan hükmedilen adli para cezası ""Temel ceza asgari hadden belirlendiği halde, adli para cezasının farklı bir gerekçe gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılarak tayini"" yasaya aykırılık teşkil etmesi nedeniyle düzeltilerek onama kararı verilirken TCK"nın 289/1, 62, 50, 52. maddeleri gereği doğrudan adli para cezası sonuç olarak 4 gün ve günlüğü 20 TL"den 80 TL olarak belirlenmesi yerine, hesap hatası sonucu 100 TL adli para cezası belirlenmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi yönünden yapılan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının itirazda belirtilen gerekçeyle KABULÜNE,
Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 30.06.2020 gün ve 2020/4221-6707 Esas ve Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan incelemede;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-24.10.2019 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile düzenlenen 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesindeki "Basit Yargılama Usulü"nün uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle 5271 sayılı CMK"na eklenen geçici 5/1-d maddesi ile "01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklinde sınırlama getirilmiş ise de;
Hükümden sonra, 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici madde 5/1-d"de yer alan "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38.maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş olsa da; hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi, ayrıca iptal kararının, CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, temyize konu ve CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren, TCK’nın 289/1. maddesinde düzenlenen muhafaza görevini kötüye kullanma suçu yönünden, aynı Kanun’un 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
2-5237 sayılı TCK"nın 289/1. maddesinde "üç aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezası" yaptırımlarının birlikte öngörüldüğü, yasada hapisle birlikte öngörülen adli para cezasının gün sayısının alt sınırının gösterilmediği hallerde aynı Kanun"un 52/1. maddesi gereğince alt sınırın beş gün olduğu, somut olayda hapis cezasının yasa maddesinde gösterilen alt sınırdan belirlendiği halde, aynı gerekçeyle adli para cezası gün sayısının 5 gün yerine, 90 gün olarak belirlenmesi suretiyle 5237 sayılı TCK"nın 289/1 ve 52/1. maddelerine aykırı davranılması sonucu fazla adli para cezasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 21/01/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.