5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/25089 Esas 2020/4604 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/25089
Karar No: 2020/4604
Karar Tarihi: 02.06.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/25089 Esas 2020/4604 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkum edilmekle birlikte nakil aracının iadesine karar verildiği belirtiliyor. Ancak, iade kararının müsadere davasının konusu olması sebebiyle bozma kararı verildiği ve aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı ifade ediliyor. Yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre alacağı, bu durumun mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı ifade ediliyor. Bu nedenle Yargıtayca yapılacak denetimin gerekliliği vurgulanarak mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından ayrı ayrı inceleniyor. Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin reddedildiği belirtiliyor. Sanık hakkındaki mahkumiyet kararının ise bozulması gerektiği vurgulunarak, 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenlemelerin gözetilerek uygulanma koşullarının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin yerel mahkemeye ait olduğu ifade ediliyor. Sanık lehine hükümler içeren bu düzenlemelerin yerel mahkeme tarafından gözetilmediği için hükmün bozulduğu belirtiliyor.
Detaylı açıklama:
-
19. Ceza Dairesi         2019/25089 E.  ,  2020/4604 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel mahkemece, mahkumiyet hükmü ile birlikte nakilde kullanılan aracın 5607 sayılı Kanun"un 13 ve 5237 sayılı TCK"nin 54. maddelerindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının, nakil aracı hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, yasa yollarının tükenmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre alacağı, yasa yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS Ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle;
    1) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olup, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    2) Sanık hakkındaki mahkumiyet kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Hükümden sonra, 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen ""Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir."" şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi ve yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulanmasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7 ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 12. maddenin ikinci fıkrası da gözetilerek, uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, sair yönlerden incelenmeksizin, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.