19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5281 Karar No: 2017/1425 Karar Tarihi: 23.02.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/5281 Esas 2017/1425 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalıdan tahsil edemediği iki senet için itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep etmiştir. Ancak mahkeme, senetlerin vade tarihinden itibaren 1 yıl geçmesi nedeniyle zaman aşımına uğramış olduğunu belirterek davayı reddetmiştir. Davacı ise, taraflar arasında ciro ilişkisi bulunduğunu ve bu nedenle zaman aşımının farklı değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştur. Yüksek Mahkeme ise, zaman aşımının ciro ilişkisi bulunan taraflar arasındaki temel hukuki ilişkinin niteliğine göre değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir. Mahkeme, davacıya temel ilişkinin varlığını kanıtlama imkanı verilerek bir karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 661/2 ve 663/2 maddeleri ele alınmıştır.
19. Hukuk Dairesi 2016/5281 E. , 2017/1425 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece temyiz isteminin süresinde olmadığı gerekçesiyle ek karar ile temyiz istemi red olunmuş temyiz isteminin reddi kararı temyiz edilmiş olup, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıdan alacağı olan iki adet senedin tahsili için ... 7. İcra Müdürlüğünün 2009/28255 E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatılmış ise de; borç ödenmediği gibi borçlu tarafından takip sonrası zaman aşımı nedeniyle istem üzerine ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2011/932-1396 E. K. Sayılı dosyası ile takibe dayanak senetler zaman aşımına uğradığından icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, bilahare genel haciz yoluyla başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve % 20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takip konusu bonoların 08/06/2010 tarihinde, sebepsiz zenginleşmeye dayalı davanın da 08/06/2011 tarihinde zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davaya konu edilen bonoların 20/11/2006 ve 20/01/2007 vade tarihli olduğu, 6762 Sayılı TTK" nun 661/2. maddesi gereğince vade tarihinden itibaren 1 yıl geçmekle hamilin cirantaya karşı açacağı davanın zaman aşımına uğrayacağı, aynı Yasanın 663/2. maddesinde zaman aşımı kesildiğinde yeni bir zaman aşımı süresinin işlemeye başlayacağı düzenlenmiş olup, ilk icra takibinin 26/02/2007 tarihinde yapıldığı, icra hukuk mahkemesi kararı ile zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasının ardından 05/03/2012 tarihinde ikinci takibin yapıldığı, bu davanın ise 1 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra 23/08/2013 tarihinde açılması nedeniyle zaman aşımı def"i haklı görülerek davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş, mahkemece temyiz dilekçesinin süresinde verilmediği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine dair ek karar verilmiş, ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Her ne kadar mahkemenin 30.09.2015 tarihli ek kararı ile temyiz başvurusunun süresinde olmadığından bahisle temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de, kararın süresinde temyiz edildiği anlaşıldığından mahkemenin temyiz isteminin reddine yönelik 30.09.2015 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilerek HUMK’un 432/V maddesi hükmü uyarınca ilk temyiz dilekçesine göre temyiz isteminin incelenmesine geçilmiştir. 2- Davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede, icra takibine konu senetlerin vade tarihinden itibaren takip tarihine kadar zaman aşımına uğramasından dolayı davacı kambiyo yoluyla takip imkanını kaybetmiş ise de davacı senette lehtardan ciro suretiyle hamil, davalı ise davacıya ciro eden lehtar konumunda olduğundan taraflar arasında ciro ilişkisi bulunmakta olup somut olayda zamanaşımı def"inin, ciroya neden olan taraflar arasındaki temel hukuki ilişkinin niteliğine göre değerlendirilmesi gerekir. Zamanaşımına uğramış bono,aralarında temel ilişki bulunan taraflar yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde kabul edildiğinden, davacı aradaki temel ilişkinin varlığını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Mahkemece davacıya temel ilişkinin varlığını kanıtlama imkanı verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bent uyarınca yerel mahkemece verilen 30.09.2015 tarihli ek kararın kaldırılmasına, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.