20. Ceza Dairesi Esas No: 2019/2398 Karar No: 2019/6809 Karar Tarihi: 03.12.2019
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/2398 Esas 2019/6809 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkumiyetine karar vermiştir. Ancak, sanık hakkında diğer davaların olup olmadığı belirlenmeden önce bu suçun ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağına dair hüküm uygulanarak kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi için 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesi hükümlerinin karşılaştırılması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Hükümden önce yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK'nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, sanık hakkında kamu davası açılabilmesine ilişkin hükümler gözetilerek verilen hüküm, sanığın yasal sürede ihtarata uymamasının kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle kanuna aykırı bulunmuştur. Kanun maddeleri: TCK'nın 191. maddesi, 5560 sayılı Kanun, 6545 sayılı Kanun, CMK'nın 223. maddesi, CMUK'nın 321. maddesi.
20. Ceza Dairesi 2019/2398 E. , 2019/6809 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İZMİR 25. Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 1-) Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” Karar verilmesinde zorunluluk bulunması, 2-) Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı değerlendirilip karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe Kanun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması, 3-) Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmü gözetildiğinde dosya kapsamına göre; sanığa İzmir Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü"nün 27/01/2011 tarihli çağrı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; ancak sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulmadığının anlaşılması karşısında; sanığın ilk ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.