14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9167 Karar No: 2019/6638 Karar Tarihi: 15.10.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9167 Esas 2019/6638 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, mahal mahkemesi tarafından verilen hüküm dahili davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya incelendi ve Tebligat Kanunu'ndaki değişiklikler üzerinde durulmuştur. Kanun değişikliği ile birlikte, gerçek kişilere yapılacak tebligatlarda iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. İlk aşamada, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamayacağı belirtilerek, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine normal bir şekilde çıkarılan ilk tebligat, adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin yapılmalıdır. Eğer muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebligatın kendisine ulaşması için muhatap lehine araştırmalar yapılarak bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. İkinci aşamada ise, muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakı çıkaran mercie geri gönderilmeli ve tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek Kanunun 21/2. maddesi uyarınca tebliği mümkün olabilecektir. Somut olayda, Tebligat Kanunu'nun
14. Hukuk Dairesi 2016/9167 E. , 2019/6638 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm dahili davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Somut olayda; Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, gerekçeli kararın başka adresi bilinmediği gerekçesiyle davalı ..."in adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebliğe çıkarılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla belirtilen davalıya yukarıda açıklanan ilkeler ışığında gerekçeli kararın tebliği ve temyiz süresi de beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 15.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi