Esas No: 2022/1105
Karar No: 2022/14142
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/1105 Esas 2022/14142 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/1105 E. , 2022/14142 K."İçtihat Metni"
KARAR
Kamu görevlisine görevinden olayı hakaret suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/3-a, 125/4, 43/2 yollamasıyla 43/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 27.300,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 04/03/2020 tarihli ve 2019/773 esas, 2020/208 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 24/12/2021 gün ve 2021/138247 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; "1) Dosya kapsamına göre, anılan Mahkemesince sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/3-a maddesi gereğince hükmolunan 365 gün karşılığı adli para cezası üzerinden, anılan Kanun’un 125/4. maddesi uyarınca 1/6 oranında arttırım yapıldığında 425 gün adli para cezasına hükmedilmesi gerektiği halde, sanığa fazla ceza tayini ile 437 gün adli para cezasına hükmedilmesi akabinde, anılan Kanun’un 43/2 yollamasıyla 43/1. maddesi uyarınca 1/4 oranında arttırım yapıldığında 531 gün adli para cezasına hükmedilmesi gerekirken, 546 gün adli para cezasına hükmedilmesi sonrasında, anılan Kanun'un 62/1. maddesine göre 1/6 oranında yapılan indirim neticesinde 442 gün adli para cezasına hükmedilmesi ve anılan Kanun'un 52/2. maddesi gereğince günlüğü 60,00 Türk lirası üzerinden 26.520,00 Türk lirası yerine, 27.300,00 Türk lirası adli para cezasına çevrilmesi suretiyle fazla ceza tayin olunmasında,
2) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Bilirkişi raporu" başlıklı 67. maddesinde "... (4) Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor örnekleri, duruşma sırasında Cumhuriyet savcısına, katılana, vekiline, şüpheliye veya sanığa, müdafiine veya kanunî temsilciye doğrudan verilebileceği gibi; kendilerine iadeli taahhütlü mektupla da gönderilebilir. (5) Bilirkişi incelemeleri tamamlandığında, yeni bilirkişi incelemesi yapılması veya itirazların bildirilmesi için istemde bulunabilmelerini sağlamak üzere Cumhuriyet savcısına, katılana, vekiline, şüpheliye veya sanığa, müdafiine veya kanunî temsilciye süre verilir. Bu kişilerin istemleri reddedildiğinde, üç gün içinde bu hususta gerekçeli bir karar verilir. " şeklinde düzenlemelere yer verildiği, somut olayda sanığın bilirkişi raporuna itiraz hakkı bulunmasına rağmen, 30/01/2020 tarihli raporun sanığa tebliğ edilmediği, anılan rapora ilişkin yazı cevabının sanığın yokluğunda verilen 04/03/2020 tarihli karar duruşmasında geldiğinin zapta geçildiği, böylelikle karar verildikten sonra sanığın 23/07/2020 tarihli talebi üzerine raporun tebliğ edildiği anlaşıldığından, sanığın savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle, yazılı şekilde karar verilmesinde,” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda;
1- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7a/2 maddesinde: Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur şeklindeki düzenleme karşısında elektronik tebligat adresi bulunan sanığa, elektronik yolla yapılmayan tebligatın usulsüz olduğu,
2- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca, tebligatın bilinen en son adrese yapılması gerektiği gözetilmeden, katılan ...'nın duruşmada bildirdiği en son adresinden farklı olan adresine yapılan tebligatın usulsüz olması sebebiyle, temyiz iradesinin belirlenmesi bakımından gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ olunması gerektiği,
Bu itibarla, kanun yararına bozma konusu yapılan hükmün, sanık ... ve katılan ...'ya usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması nedeniyle henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, bu aşamada kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi olanaklı görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, hükmün henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE 06/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.