4. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2291 Karar No: 2018/2573 Karar Tarihi: 02.04.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/2291 Esas 2018/2573 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2017/2291 E. , 2018/2573 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/03/2015 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, internet yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; 11/03/2015 tarihinde medyabar.com isimli haber sitesinde "Yine O Taş Ocağı" büyük manşeti altında çeşitli haberlerin yapıldığını, davalı tarafından çekilen kamera kaydının haberin devamına eklendiğini, davalı tarafından sesli ve kendi yorumlarıyla birlikte oluşturulan kayıtta müvekkilinin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan asılsız, hakaret içeren yorum ve ifadelerin kullanıldığını, bu durumun kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu, belirterek manevi zararının giderilmesini istemiştir. Davalı, habere konu yerin evine 200 metre mesafede bulunduğunu, yapılan patlatmaların usulüne uygun olmadığını, taş ocağının çevreye ve yakında bulunan evlere zarar verdiğini, belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu haber ve yorumların kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. AİHM 22 Nisan 2013 tarihli 48876/08 başvuru no"lu kararında “İfade özgürlüğünün, demokratik bir toplumun vazgeçilmez esasını ve to plumun gelişiminin ve her bireyin kendini gerçekleştirmesinin temel koşulunu oluşturduğunu, 10. maddenin 2. fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla ifade özgürlüğünün sadece kabul edilen, zararsız ya da farklı olan “bilgi” ya da “düşünceler” için değil ama ayrıca hoşa gitmeyen, sarsıcı ya da rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğunu, bunların, “demokratik toplumun” onlarsız olamayacağı çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereği olduğunu, 10. maddede açıklandığı gibi bu özgürlüğe yapılan sınırlamaların her halde dar yorumlanması ve herhangi bir sınırlama gereksiniminin ikna edici bir biçimde ortaya koyulması gerektiğini,...” ifade etmektedir. Mahkeme aynı ifadeleri 69698/01 başvuru no"lu ve 16354/06 başvuru no"lu kararlarında da tekrar etmiştir. Dosyanın incelenmesinde; internet ortamında sesli ve görüntülü yayınlanan haberin düşünce açıklaması ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, davacının kişilik ./.. haklarına saldırı oluşturmadığı kabul edilerek istemin tümden reddi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.