10. Hukuk Dairesi 2014/750 E. , 2014/26099 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, trafik-iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden, ilk davadan kalan Kurum zararının, 506 sayılı Kanunun 10. maddesince tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hukuk Genel Kurulu"nun, 2008/10-363 E., ve 2008/ 366 K.sayılı kararında da vurgulandığı üzere; Anayasa Mahkemesinin 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E: 2003/10, K: 2006/106 sayılı Kararı ile, 26. maddedeki “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiştir. 26. maddedeki anılan cümlenin iptali ile Kurumun rücu hakkının yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirin tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesinde açıkça gelirlerde meydana gelen artışların istenemeyeceği belirtilmiştir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra 26. maddeye dayanılarak açılan rücu davalarında artışlar istenemeyeceğine göre, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerine tazmin sorumlularının toplam kusur oranının uygulanmasıyla belirlenecek miktardan, ilk rücu davasında ilk peşin değere ilişkin olarak hükmedilen miktar düşülerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Somut olayda, ilk davanın 26. ve 10. maddelere dayalı olarak açıldığı, davalı işverenin %40, dava dışı araç sürücüsünün %60 kusurlu bulundukları, talebin ve hükmün %40 üzeriden oluturulduğu, hükmedilen miktar içinde artışlar da bulunduğu, işbu dava ile de 10. madde koşullarının oluştuğunun belirlendiği ve Borçlar Kanunu"nun 43. ve 44. maddeleri de gözetilerek, Kurumun bakiye zararının yukarıdaki ilkeler ve %30 oran üzerinden belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
./..
-2-
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerktirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1/a bendinde yer alan "16.798,12 TL""nin, harca dair 2. bendinde yer alan "1.171,78 TL" "nin, vekalet ücretine dair 5. bentte yar alan "2.015,77 TL" "nin silinerek yerlerine sırasıyla, "20.058,36 TL", "1.370,18 TL", "2.407,00 TL" yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.