15. Ceza Dairesi 2017/33934 E. , 2020/8283 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat (ayrı ayrı)
Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve o yer C. savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yetkilisi olduğu şirketin, lisanslı olarak topladığı cam ambalaj atıklarını başka firmalara sattığı, yaptığı satışları belgelendirmek amacıyla Çevko(Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı) isimli vakfa bildirimde bulunduğu ve söz konusu belgelendirmeler karşılığında ambalaj atıkları için adı geçen vakıf aracılığıyla katılan kurumdan maddi destek aldığı, bu kapsamda sanığın, ... isimli şirkete gerçekte ambalaj atığı niteliğinde olmayan düz cam atıkları sattığı halde, cam ambalaj atıkları satmış gibi sahte ve yanıltıcı belge niteliğinde fatura ve bildirim belgeleri düzenleyip, Çevko aracılığıyla katılan kuruma sunmak suretiyle haksız yarar sağladığı, bu suretle nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, bilirkişi raporları, idari inceleme raporu, faturalar, katılan kurumdan ve Çevko isimli vakıftan gelen cevabi yazı ve ekleri ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğine dair, mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ve atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesine dayanan, sanığın beraatine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, sanığın ... isimli şirkete cam ambalaj atığı yerine, düz cam atığı sattığı hususunun ispatlanamaması nedeniyle, dolandırıcılık suçunun hile unsurunun olayda oluşmadığı gibi sanığın suça konu cam atıklarını sattığı ... isimli şirketin geri dönüşüm lisansına sahip olup olmadığının ve buna bağlı olarak sanığın yetkilisi olduğu şirketin sattığı cam atıklarına ilişkin belgelendirme hizmet bedeline hak kazanıp kazanamadığının ilgili kurum tarafından yapılacak basit bir araştırma ile tespit edilebileceği, sanığın bu inceleme ve denetim olanağını engelleyecek herhangi bir müdahalede bulunmadığı, 2878 sayılı Çevre Kanunu’nun 26/2 delaletiyle sanığa yüklenen sahtecilik suçu açısından ise, suça konu belgelerin yanlış, yanıltıcı yahut sahte nitelikte olduklarının sabit olmadığı dikkate alınarak, atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurunun oluşmadığı sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı ve özel belgede sahtecilik suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, O yer Cumhuriyet savcısının atılı suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olduğuna ve atılı suçlardan sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi gerektiğine, katılan kurum vekilinin ise eksik incelemeye ve hükümlerin usul ve yasaya aykırı olduklarına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA, 10/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.