Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11636
Karar No: 2017/1412
Karar Tarihi: 23.02.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/11636 Esas 2017/1412 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, davalı şirketten inşaat malzemeleri satın aldıklarını ve bu malzemelerin karşılığında çek ve teminat senedi verdiklerini, davalının icra takibi yaparak teminat senedine dayalı işlem gerçekleştirdiğini ve ayrıca fatura alacakları olduğunu iddia ederek, borçlu olmadıklarının tespiti ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL tutarındaki fazla ödemenin ve 206.000 TL cezai şart tazminatının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmişlerdir. Davacılar vekili, 11/11/2011 havale tarihli dilekçesi ile fazla ödeme ve cezai şarta ilişkin taleplerini ıslahla artırmıştır. Mahkeme, takip dayanağı senedin teminat senedi olarak verildiğinin ispat edilemediğini, davacının protokollerle ikrar ettiği borcun tamamını ödemediğinden davalının protokollerle üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, menfi tespit talebinin yerinde olmadığını ve davanın reddine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu.
19. Hukuk Dairesi         2016/11636 E.  ,  2017/1412 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi



    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacılar vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten inşaat malzemeleri satın alıp karşılığında kambiyo senedi ve/veya açık hesap çalıştıklarını, davacı şirketin aldığı malzemeler karşılığında çek verdiğini ve ayrıca teminat senedi verdiğini, çekler ödendiğinde senetlerin davalı tarafça iade edildiğini, davalının teminat olarak verilen senede dayalı icra takibi yaptığını ayrıca 2005-2006-2007 yılları fatura alacağı olduğu belirtilerek icra takibi yapıldığını, söz konusu takipler devam ederken davalının müvekkili şirket aleyhine tasarrufun iptali davaları açıp, ihtiyati tedbir kararları aldığını, müvekkili şirketin müzayaka halinden, maddi ve manevi olarak zor duruma düşmesinden yararlanmaya çalışan davalının, protokol yapmaya zorladığını ve müvekkili şirketin davalının cebri icra tehdidi ve baskısı sonucu aleyhine verilen tedbir kararı nedeniyle düştüğü müzayaka halinden kurtulmak, ticari itibarını kurtarmak için protokol yapmak zorunda kaldığını, yapılan 05/01/2009 tarihli protokole ek olarak 20/03/2009 tarihli protokolün düzenlendiğini, ek protokolle, protokolü ihlal eden tarafın tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının müvekkillerinden takip dosyalarındaki kadar alacaklı olmadığını, protokollerinin gereğinin müvekkilleri tarafından yerine getirildiğini ancak davalı şirketin taahhüdüne uymayarak protokol hükümlerini ihlal ettiğini, bu nedenle ek protokol hükümleri gereği davalı şirketin cezai şart ödemesi gerektiğini iddia ederek, icra takipleri ve protokoller gereği borçlu olmadıklarının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL tutarındaki fazla ödemenin ve 206.000 TL ( 10.000 Euro) cezai şart tazminatının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili, 11/11/2011 havale tarihli dilekçesi ile fazla ödeme ve cezai şarta ilişkin taleplerini ıslahla artırmıştır.
    Davalı vekili, davacının yaptığı inşaat için davalıdan satın aldığı malların bedelini ödememek için inşaat devam ederken anlaşmalı hacizler yaparak davalıdan öncelikli görünen alacaklar yarattığını, böylelikle mal kaçırmaya çalıştığını, bu durumun tespiti üzerine iptal davaları açıldığını, akabinde protokolün yapılması ve hesap mutabakatı ile davacının yapmış

    olduğu anlaşmalı haciz ve temliklerden bir kısmını temlik etmeyi vaat etmesi üzerine davalardan feragat edildiğini, davalının protokole uymasına rağmen davacının istihkak alacağından gelen parayı çekip anlaşma ile tedbiri kaldırdığını, ödeme sırası müvekkiline geldiğinde iş bu davayı açtığını, yapılan protokolde davacının borcunu ikrar ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takip dayanağı senedin teminat senedi olarak verildiğinin ispat edilemediği, davalı şirketin iki icra dosyası ile talep ettiği alacak miktarının 499.437,37 TL olduğu, davacı şirket ile davalı arasında icra dosyalarına konu edilen alacaklar ve sair tüm alacakların tasfiyesi için 05/01/2009 tarihli protokol düzenlendiği, davacı şirketin yapılan protokolle 480.000 TL borçlu olduğunu açıkça kabul ve ikrar ettiği, davacının protokol konusu borcun 300.000 TL’lik kısmını ödediği, davacının icra takiplerinden dolayı bakiye 180.000 TL borcu olduğu, protokol tarihinden önce yapılmış 100.000 TL ödemenin davalıya fazladan yapılmış ve protokolde kabul ve ikrar edilen borcun kapatılmasına ilişkin bir ödeme olarak kabul edilemeyeceği, davacının protokollerle ikrar edip, ödemeyi taahhüt ettiği borcun tamamını ödemediğinden davalının protokollerle üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediğini ileri sürerek, ondan cezai şart talep edemeyeceği, davacının taraflar arasında düzenlenen protokollerin gabin, ikrar (korkutma) nedeniyle geçersiz olduklarını kanıtlayamadığı, icra takipleri nedeniyle davacının davalıya bakiye 180.000 TL borçlu olup, menfi tespit talebinin yerinde olmadığı, yapılan fazla bir ödeme bulunmadığı, cezai şart ödenmesine ilişkin istemin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine, 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi