1. Hukuk Dairesi 2020/2516 E. , 2021/3408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş,davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesine ve davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı...’ın 577 ada 3, 5, 6, 7, 8, 10, 11, 12 ve 13 parsel (tevhit ile 577 ada 27 parsel) sayılı taşınmazlardaki paylarını 29.12.1995 tarihinde satış göstermek suretiyle davalı oğlu ...’ya temlik ettiğini, mirasbırakanın okuma yazma bilmediğini, devrin davalının hilesi ile yapıldığını, mirasbırakana herhangi bir bedel ödenmediğini, temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı, uzun yıllar mirasbırakan anne ve babasına baktığını, babasının borçlarını ödemek için kıymetli olan başka bir taşınmazını satmak zorunda kaldığını, bu nedenlerle babasının vasiyeti üzerine mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazlardaki paylarını cüz-i bedel karşılığı kendisine sattığını, ayrıca mirasbırakanın tüm mirasçıları arasında hak dengesini gözetir şekilde paylaştırma yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mirasbırakanın temliklerdeki gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, temliklerin bakım, hizmet ve emek karşılığı, minnet duygusu ile gerçekleştirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden hüküm düzeltilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1338 doğumlu mirasbırakan ...’ın 16.04.2003 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak 2009 yılında ölen kızı Saliha’dan olma davacı torunu... ile, davalı oğlu ..., dava dışı kızları, ...’nin kaldıkları, mirasbırakan ...nin 575 ada 1,2,3,6 ; 576 ada 1, 2, 6, 8, 9 ; 577 ada 3, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 29.12.1995 tarihinde davalı oğlu ...’ya satış yoluyla devrettiği,anılan taşınmazların bir kısmında davalının babası...’ten devraldığı paylarının bulunduğu, davalının üçüncü kişilerden de bir kısım paylar satın aldığı, taşınmazların tevhit ve ifrazı ile 577 ada 27 parsel 2.030,00 m2 arsa vasıflı taşınmazın oluştuğu, taşınmaz üzerine bina yapıldığı ve 9.10.2012 tarihinde taşınmazda kat irtifakı tesis edilerek 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 ve 22 nolu bağımsız bölümlerin davalı adına tescil edildiği, 23.01.2014 tarihinde davalı tarafından 19 nolu bağımsız bölümün kızı ...ye, 20 nolu bağımsız bölümün kızı Emine’ye, 21 nolu bağımsız bölümün ise kızı ...’ye satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; mirasbırakanın taşınmazlarından önemli kısmını davalıya satış yoluyla intikal ettirdiği, davalı tarafça her ne kadar paylaştırma savunmasında bulunulmuşsa da mirasbırakan tarafından diğer mirasçılarına herhangi bir taşınmaz temlik edilmediği, aksine mirasbırakandan kalan iki adet parselin tüm mirasçılara intikal ettiği, diğer yandan davalının babası...’in de mirasbırakan ... ile birlikte hareket ederek çekişme konusu taşınmazlardaki paylarını davalıya devrettiği, tek erkek çocuğu olan davalının korunup kollanmak sureti ile taşınmazlardaki payların muvazaalı olarak devredildiği anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazlarda mirasbırakan tarafından davalıya temlik edilen paylar gözetilmek suretiyle (muris tarafından yapılan temliklerden sonra taşınmazlardaki davalıya babasından devredilen paylarla, üçüncü kişilerden satın alınan paylar birleşerek tevhit ve ifraz sonucu 577 ada 27 parsel sayılı taşınmazın oluşması nedeniyle mahkemece davacının iptalini isteyebileceği payların belirlenebilmesi için uzman bilirkişiden rapor alınarak) davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.