5. Ceza Dairesi 2018/447 E. , 2021/1645 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme basit kullanma zimmeti, zincirleme olarak resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
HÜKÜM : Zincirleme basit temellük zimmeti suçundan mahkumiyet, atılı diğer suçtan beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık hakkında resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Yazı işleri müdürleri ile mübaşirlerin görev, sorumluluklarını düzenleyen ve suç tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin yazı işleri müdürünün görevlerine ilişkin 6/3-h maddesindeki ""Harcın hesaplanması ve hukuk mahkemeleri veznesi bulunmayan yerlerde tahsiline ilişkin işlemleri yapmak"" hükmü ve mübaşirin görevlerine ilişkin 6/5-e maddesindeki ""Müzekkereler ve tebligatların ilgili kurum ya da kişilere ulaşmasını sağlamak üzere posta ve zimmet işlemlerini yerine getirmek"" ile zabıt katibinin görevlerine ilişkin 6/4-h maddesindeki "Mevzuattan kaynaklanan veya hakim ya da yazı işleri müdürünün vereceği diğer görevleri yerine getirmek", yine suç tarihinden sonra yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin yazı işleri müdürünün görevlerine ilişkin 169/3-ğ maddesindeki benzer hüküm ile aynı maddenin 7. fıkrasındaki ""Yazı işleri müdürü, yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri yazı işleri hizmetlerinde görevli personele devredemez"", 4. fıkrasındaki zabıt katibinin ve 5. fıkrasındaki mübaşirin görevlerine ilişkin önceki yönetmelikle benzer düzenlemeler ile 263. maddesindeki ""Bu Yönetmelikte açık hüküm bulunmayan hâllerde Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlarca yürürlüğe konulan diğer yönetmeliklerin ilgili hükümleri uygulanır"" hükmü ışığında 11/07/2015 tarihli Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin İdari İşler İle Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin harç ve masrafları almaya yetkili olanlara ilişkin düzenlemesini içeren 89. maddesindeki ""Ön büro teşkilatı bulunan yerlerde bu iş yalnızca veznedara aittir. Zabıt kâtipleri, memurlar veya mübaşirler, bir işlemin ifası için ödenmesi gerekli harç ve masrafları iş sahiplerinden alamazlar. Harç ve masrafların tahsili işi kendisine verilmiş olan yazı işleri müdürü, görev sebebiyle yerinden ayrıldığı zaman iş sahiplerinin beklememesi için başkanın onayı ile önlem alır"" ve son olarak da suç tarihinde yürürlükte bulunan Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin mahkeme veznelerinin denetimine ilişkin 67/1. maddesindeki ""Mahkeme veznelerinin sayım ve hesapların kontrolü ile denetimi bu Yönetmeliğin Dördüncü Kısmının Birinci, İkinci ve Üçüncü Bölümlerinde gösterilen esaslar dairesinde yapılır. Banka ve PTT vasıtasıyla mahkemelere gönderilen ve mutemet defteri ile yazı işleri müdürleri tarafından bu yerlerden alınan paralar vezne kayıtlarıyla karşılaştırılır"" şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde; Ayvacık Asliye Hukuk ve İcra Hukuk Mahkemelerinde zabıt katibi olarak görev yapan sanığın, tebligat ve bilirkişi raporu masrafları olarak yazı işleri müdürü tarafından kendisine verilen paraların teslimi hususunda görevlendirilmesinin yasal olarak mümkün olmaması karşısında, suça konu paralar kendisine görevi nedeniyle tevdi edilmiş sayılamayacağından, eyleminin zimmet suçunu değil, hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
İddianamede sevk maddeleri arasında TCK"nin 247. maddesinin 3. fıkrasının bulunduğu ve bu durum sanık lehine olduğu halde, talep konusu maddenin uygulanmama ihtimaline binaen sanığa ek savunma hakkı verilmemesi,
TCK"nin 247/1, 249, 43, 248, 62. maddelerinin bu sıra dahilinde uygulanması gerektiği gözetilmeyerek aynı Kanun"un 61. maddesine aykırı davranılması,
Yüklenen suçu TCK"nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında, aynı Yasa"nın 53/5. maddesi gereğince "cezasının infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına" karar verilmesi yerine, infazda tereddüde neden olacak biçimde ve "TCK"nin 53/1. maddesinde sayılan memuriyet hak ve yetkisinin kullanılmasının yasaklanmasına" şeklinde sınırlı uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 07/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.