Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/21024
Karar No: 2016/1292
Karar Tarihi: 26.01.2016

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/21024 Esas 2016/1292 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/21024 E.  ,  2016/1292 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tazminat (Esasen Katılma Alacağı, Ziynet Eşyası İade, Bedel vs.)

    ... ile ... aralarındaki tazminat (Esasen Katılma Alacağı, Ziynet Eşyası İade, Bedel vs.) davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair.... Aile Mahkemesi"nden verilen 21.10.2014 gün ve 1172/841 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.11.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi. Başka gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan, hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için doyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi, gereği düşünüldü:


    K A R A R

    Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen araç, davalının işsiz kalması sebebiyle mahrum kaldığı zarar, evlenme sırasında davacıya takılan ve davalı tarafından alındığı iddia edilen ziynetler ile evde olduğu ve davalının evden giderken götürdüğü iddia edilen para yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 5.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını yatırdığı 24.09.2014 tarihli dilekçe ile ziynetlerle ilgili talebini 38.846,99 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ... vekili, araçla ilgili davacının da hakkı olduğunun boşanma davası sırasında da söylendiğini, dava açılması gerekmediğini ama gerçek piyasa değerinin araştırılması gerektiğini, diğer talepleri kabul etmediklerini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, araç bedeline yönelik talebin davalının kabulü nedeniyle kabulüne, talepten fazlaya hükmedilemeyeceğinden 10.000 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının ziynet eşyalarına yönelik talebinin kısmen kabulü ile 26.528,19 TL alacağın 25.000 TL"lik kısmının dava, 1.528,19 TL"lik kısmının ise ıslah tarihinden geçerli yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının işten ayrılma nedeni ile istediği tazminat bakımından görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkemenin görevsizliğine, davacının 5.000 TL"lik para alacağına yönelik talebinin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili ile davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    Somut olayda eşler, 01.07.2006 tarihinde evlenmiş, 14.11.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 14.01.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden taraflar arasında evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1. m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).
    1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre gerek araçla ilgili kabul, gerek mahrum kalındığı iddia edilen zararla ilgili görevsizlik gerekse evde olduğu iddia edilen para ile ilgili red kararına yönelen davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki husus dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Davalı vekilinin ziynetlerle ilgili temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Kural olarak evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları ve nakit para kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hayat deneyimlerine göre olağan olan, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanıp muhafaza edilmesidir. Ayrıca, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların koca tarafından elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, davalı kocada veya evde kaldığını ispat yükü altındadır.
    Dosya kapsamına, toplanan delillere göre davacı tarafından sunulan fotoğraf ve CD ile ancak dava konusu edilen ziynetlerin varlığı ispatlandığına, ispat yükü üzerinde olduğu anlaşılan davacının ziynetlerin davalı tarafından kendisinden alındığı iddiasının fotoğraf ve CD dışında başka delillerle ayrıca ispatı gerektiğine, bu konuda Mahkemece dinlenen tanık beyanları soyut ve duyuma dayalı olup eksikten gelen dava dosyasındaki ev ve araç alımında ziynetlerin kullanımına dair bir açıklama içermeyen tanık beyanları da birlikte değerlendirildiğinde davacının iddiasını ispata yeterli bulunmadığına göre dava konusu ziynetlerin davalı tarafından davacıdan alındığının ispatlandığının kabulü doğru olmamıştır. Ancak, davacı vekili delillerini bildirdiği 13.06.2013 tarihli dilekçesinde delilleri içinde ayrıca "yemin" deliline dayandığını da bildirmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş ziynet eşyaları ile ilgili öncelikle davacı tarafa "ziynetlerin davalı tarafından davacıdan alındığı ve davalıda kaldığı" hususuna yönelik yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğini sormak, kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalıyı HMK"nın 227 ve devamı maddeleri gereğince davet etmek ve HMK"nın yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak davalı yemin teklifini kabul ettiği taktirde davalının usulüne uygun şekilde yemininin eda ettirilerek beyanının alınması ve gerçekleşecek sonucuna göre ziynetlerle ilgili bir karar vermek olmalıdır. Mahkemece bu gerekliliğe uyulmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün ziynetlere ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK"nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer taleplere yönelen temyiz itirazlarının ise (1.) bentte gösterilen sebeple reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davacıdan alınıp Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 264,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve 463,50 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi