20. Hukuk Dairesi 2018/1316 E. , 2018/3572 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 08/05/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davalı Hazine vekili Av. ... ile davacı ... Tic. Ltd. Şti. Vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 02/08/2011 havale tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin devletin tapu kayıtlarına güvenerek ... ilçesi, ... köyü 110 parselde kayıtlı taşınmazı önceki malikten satın alıp, üzerine petrol istasyonu v.s. tesisler inşa ederek masraf ettiğini, aradan yıllar geçtikten sonra Orman Genel Müdürlüğü tarafından müvekkili aleyhine, taşınmazın orman tahdit alanı içerisinde kalması ve özel mülke konu olamayacağı gerekçesiyle açılan, tapu iptali-tescil ve men-i müdahale davasının ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/85-2006/138 E.K. sayılı kararı ile kabul edildiğini ve hükmün Yargıtay incelemesi sonucu kesinleştiğini, özel mülkiyete konu olamayacak yere tapu düzenlemekle Hazinenin zarardan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, 25.000.-TL maddi tazminat alacağının, zararın doğduğu tarihten itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 14/05/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere, talep edilen tazminat miktarını 897.196,00.-TL olarak ıslah etmiş, bu miktarın faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine, ormanların özel mülke konu olmasının mümkün olmadığını, kadastro sırasında yapılan hatalardan dolayı Hazinenin sorumlu olmayacağını, açılan davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 882.526,00.-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04/10/2016 gün ve 2016/2487 - 2016/8356 E.K. sayılı bozma kararı özetle; "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Ancak ıslah işlemi harca tabi bir işlem olup ıslah edilen husus değer artırımı ise nispi tarifeye göre; değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Bu kanuni düzenleme gereğince ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
- 2 -
2018/1316 - 2018/3572
Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde 25.000.-TL tazminat talebi ile dava açmış, 14.05.2014 tarihli dilekçesi ile talebini 897.176,00.-TL’ye arttırmış ise de; ıslah harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, ıslah harcını tamamlamak üzere davacıya süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir." şeklindedir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne 882.526,00.-TL tazminatın 25.000,00.-TL"sinin tapu iptal kararının kesinleştiği 03.05.2011 tarihinden; 857.526,00.-TL"sinin ıslah tarihi olan 15.04.2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydı orman olduğu gerekçesiyle hükmen iptal edilen taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi rapor ve ek raporlarına göre; arsa niteliğindeki taşınmazda, emsal satış yöntemine göre değerlendirme yapılarak ve 110 parselin çap sınırı içinde kalan bölümlerle bağlı kalınarak, arsa değeri, üzerindeki yapıların değeri ve ağaç bedelleri üzerinden hesaplanan tazminat değerinin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır, ancak; dava dilekçesinde, zararın doğduğu tarihten itibaren faiz talep edildiği, somut olayda zararın, tapunun iptali yolunda verilen kararın kesinleşme tarihinde doğmuş olduğu, ıslah dilekçesinde de faiz talep edildiği, başlangıç tarihinin yazılmadığı, bu durumda dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak, alacağın tamamı için zararın doğduğu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği halde; bozma kararından sonra, ilk dava dilekçesinde talep edilen 25.000.-TL için kesinleşme tarihinden; ıslahla artırılan kısım için ise ıslah tarihinden faize hükmedilmesi ve ayrıca davalı Hazine harçtan muaf olduğu halde; hükmün 6. bendinde Hazinenin harçtan sorumlu tutulmuş olması doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1. bendinde yazılı "...25.000,00.-TL"sinin 03/05/2011 tarihinden itibaren; 857.526,00.-TL sinin ıslah tarihi olan 15/04/2014 tarihinden itibaren..." sözlerinin hükümden çıkarılarak, yerine "...882.526,00.-TL"nın 03/05/2011 tarihinden itibaren..."sözleri; 6. bendinde yazılı "163,70.-TL temyiz, 65,40 karar düzeltme yoluna başvurma harcı, 100.-TL posta masrafı olmak üzere toplam 329,10.-TL"den oluşan yargılama giderinin kabul-red oranı (% 98,36) üzerinden hesaplanan 323,70.-TL"sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," sözleri yerine "100.-TL posta masrafının kabul-red oranına göre 98,36.-TL"sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" sözleri yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1630,00"ar TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya; davalıdan alınarak davacıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/05/2018 günü oybirliği ile karar verildi.