Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/21294
Karar No: 2014/25980

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/21294 Esas 2014/25980 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/21294 E.  ,  2014/25980 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Rucüan tazminat istemli davanın yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle isteğin kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar Avukatlarınca istenilmesi ve davalı Avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.12.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. ... ile karşı taraf adına Av. Esra Karakullukçu geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Dava; 16.07.2005 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerden oluşan Kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. Maddesidir.
    Anılan maddeden doğan rücu hakkı, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayanmaktadır. Kurum, iş kazası ya da meslek hastalığı ile malullük sonucu sigortalılara ve bunların ölümü halinde hak sahiplerine yaptığı her türlü ödemelerle bağlamış bulunduğu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerini, kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı olarak, zarara sebep olan işveren ya da üçüncü kişilere rücu etmektedir.
    İş kazası ya da meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya veya bunların ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri, gelecekte ödenecek gelirlerin, yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanan tutarını ifade etmekte olup, Kurumun sigortalı veya hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi, bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda, Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönünün, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
    Dosyadaki belgelerden, iş kazasına uğrayan sigortalıya 79.763,17 TL ilk peşin değerli gelir bağlandığı, sigortalının dava açıldıktan sonra 16.03.2014 tarihinde
    ./..
    -2-

    Öldüğü, 26.06.2008-31.03.2014 tarihleri arasında kendisine 39.470,29 TL fiili ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
    Fiili ödemenin mevcudiyeti halinde, fiili ödeme ile ilişkin olduğu gelirin ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu, şayet ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur karşılığı, fiili ödeme miktarının kusur karşılığından düşük ise o taktirde ilk peşin sermaye değerine itibar edilmesi, aksine fiili ödeme miktarı ilk peşin değerden düşük ise o taktirde de fiili ödeme miktarının esas alınması gerekecektir.
    Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, fiili ödemenin kusur karşılığının hüküm altına alınmış olmasında bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, sigortalının dava açıldıktan sonra öldüğü, fiili ödeme miktarının ilk peşin sermaye değerli gelirin altına düşmesi nedeniyle davanın kısmen reddine karar verilmiş olmasında, davacı Kurumun bir kusurunun bulunmadığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceği yönündeki usul kuralından hareketle davacının, davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip vekalet ücretiyle sorumluluğuna hükmedilemeyeceği yönü gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ : Hüküm fıkrasının davalı yararına vekalet ücreti takdirine ilişkin “6-Davalı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden dava kısmen kabul kısmen red edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre hesaplanan 2.416,76 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı Avukatı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi