Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12118
Karar No: 2019/6134
Karar Tarihi: 28.11.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/12118 Esas 2019/6134 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali ve tescil davasıyla ilgili olarak davalı tarafından temyiz edilen yerel mahkeme kararı incelenmiştir. Davacılar dava konusu taşınmazın mirasbırakanları tarafından ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak satıldığını, temlikin gerçek iradesini yansıtmadığını iddia ederek tapu kaydının iptalini talep etmişlerdir. Mahkeme, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğuna kanaat getirerek davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak bu karar davalı tarafından temyiz edilerek bozulmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucu Adli Tıp Kurumu raporuyla mirasbırakanın işlem ehliyetine sahip olduğu anlaşılmış ve temlikin muvazaa nedeniyle yapıldığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi
- Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi
- Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi
- Tapu Kanunu'nun 26. maddesi
1. Hukuk Dairesi         2016/12118 E.  ,  2019/6134 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28.11.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ..."ın maliki olduğu ... ada ... parselde yer alan mesken niteliğindeki ... nolu bağımsız bölümü, hukuki ehliyetinin olmadığı bir dönemde, ölümünden iki ay kadar önce davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, temlikin gerçek iradesini yansıtmadığını, mutlak butlanla batıl olduğunu, muvazaalı temlik yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile yeniden mirasbırakan adına tescilini; aşamalarda, miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
    Davalı, çekişmeli taşınmazın yer aldığı binada 2002 yılından bu yana kiracı sıfatı ile bulunduğunu, davacıların mirasbırakanları lehine intifa hakkı tesis edilmek suretiyle gerçek değeri üzerinden bedeli karşılığında iktisap ettiğini, temlik sırasında mirasbırakanın ehliyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, “...Hal böyle olunca, tarafların hukuki ehliyetsizlik yönünde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, mirasbırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kayıtları, reçeteler ve benzeri belgelerin getirtilmesi, ondan sonra 2659 Sayılı Yasının 7 ve 16. maddeleri göz önünde tutulmak suretiyle dosya Adli Tıp Kurumuna
    gönderilerek mirasbırakanın akit tarihinde ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun saptanması halinde muvazaa iddiasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ehliyetsizlik iddiası bakımından 02.06.2006 işlem tarihine yakın Adli Tıp Kurumu raporu ile mirasbırakanın işlem ehliyetine sahip olduğunun anlaşıldığı, taraf beyanları da nazara alınarak yeniden Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmasına gerek bulunmadığı, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1923 doğumlu mirasbırakan ...’ın 25.08.2006 tarihinde boşanmış ve çocuksuz ölümü üzerine davacıların mirasçı kaldıkları, başkaca mirasçısı bulunmadığı, mirasbırakanın maliki olduğu dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda bulunan 4 no’lu bağımsız bölümü, intifa hakkını üzerinde tutarak 02.06.2006 tarihinde satış yolu ile davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
    Somut olayda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.11.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    -KARŞI OY-
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1923 doğumlu murisin 25.08.2006 tarihinde 83 yaşında bekar ve çocuksuz olarak öldüğü, emekli doktor olan murisin son 2 yıldır kolan kanseri, karaciğer metastazı ve batın duvarı metastazı nedeniyle tedavi gördüğü anlaşılmaktadır.
    Muris, dava konusu taşınmaz dışındaki 2 taşınmazını da ölmeden önce 16.08.2006 ve 18.08.2006 tarihlerinde komşusu ..."a intifa haklarını üzerinde bırakarak satmış, açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal- tescil davaları kabul edilerek Dairece onanmış ve kesinleşmiştir. Eldeki davada ise dava konusu 4 nolu bağımsız bölümü kiracısı davalı ..."e ölmeden 2 ay önce yine intifa hakkını üzerinde tutarak 02.06.2006 tarihinde satmıştır. Elbette davalıları ve taşınmazları farklı olan bu davalar muvazaa açısından ayrı ayrı değerlendirilecektir. Ancak doktor olan murisin öleceğini bile bile, ihtiyacı olmadığı halde, ölümüne yakın süreçte mallarını komşu ve kiracıya devrederek hızla elinden çıkarması, terekeden satış parasının çıkmaması, temlikin mal kaçırma amaçlı muvazaalı olduğunu gösterdiği gibi murisin kiracısı olan, onun kanser hastası olduğunu bilen davalının banka müdürü olmasına rağmen elden ödeme yaptığını savunması, intifa hakkıyla bir taşınmazı almak istemesi, intifa hakkı ile satış tarihinde 40.500 TL. olan taşınmaza 55.000 TL. bedel ödedim savunması da inandırıcı bulunmamıştır. Mahkeme kararı doğrudur. Onanmalıdır.
    Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi