21. Hukuk Dairesi 2017/5479 E. , 2018/9558 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, davaya konu iş kazasının meydana gelişinde sigortalının % 30, davalının ise % 70 oranında kusurlu oldukları, sigortalının bu iş kazası nedeniyle % 20,20 oranında iş gücü kaybına uğradığı, davacının 11/12/2007 tarhli olay sırasında 40 yaşında olduğu, olayın; davacının bir tarafını boyadığı pllatformun diğer tarafını boyamak için arkadaşıyla birlikte sehpa üzerindeki platformu çevirmesi sırasında malzemenin sehpadan kayarak sol ayağının üzerine düşmesi şeklinde meydana geldiği, dava dilekçesinde davacının ücretini 850,00 TL olduğunun belirtildiği, 27/05/2015 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunda asgari ücrete ve dava dilekçesinde belirtilen ücrete göre seçenekli hesaplama yapıdığı, mahkemece herhangi bir ücret araştırması yapılmaksızın asgari ücrete göre belirlenen tutar üzerinden maddi tazminat hakkında karar veildiği anlaşılmaktadır.
İş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan veya vefatı halinde yakınlarının maddi zararının hesabında gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin ve Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, kazalı sigortalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odasından, TÜİK ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü"nden emsal işçinin alabileceği ücretler sorulduktan sonra müteveffanın net ücretini belirleyip oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken asgari ücret aldığının kabulüyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş, müteveffa sigortalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odasından, TÜİK ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü"nden bilinen devrede alabileceği ücretleri sormak, elde edilecek sonuçları dosyadaki diğer verilerle birlikte değerlendirip gerçek ücreti tereddütsüz olarak belirleyerek yeni bir hesap raporu almak ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.