7. Hukuk Dairesi 2015/4560 E. , 2015/7348 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde kademede tamirci olarak çalışırken toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, davacının tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilerek alacaklar hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, dava dilekçesinde 4.900,00 TL olarak talep edilen tatil yardımı alacağı bilirkişi raporunun sunulmasından sonra davacı tarafından 19.08.2013 tarihinde 8.762,00 TL olarak ıslah edilmiştir. Islah edilen kısım ile birlikte bilirkişi tarafından hesaplanan tüm miktarın hüküm altına alınması gerekirken mahkemece “4.900,00 TL tatil yardımı alacağının dava tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faiziyle birlikte, davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, Tatil yardımı alacağına ilişkin fazla hakların saklı tutulmasına,” şeklinde ıslaha değer verilmeden karar verilmiş olması hatalıdır.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, fazla çalışma alacağı davacı tanıklarının beyanları esas alınarak hesaplanmıştır.
Davacı, davalı Belediye"de 21/12/2007-Haziran 2009 tarihine kadar tamirci-ustabaşı olarak ayda 3 hafta hafta içi 08.00/08.30- 19.00/19.30 saatleri arasında, cumartesi günleri kış ve yaz saatlerine göre 08.00/08.30-17.00/17.30 saatleri arasında, 1 haftada normal mesaisini tamamladıktan sonra 19.00/19.30"dan ertesi gün 08.00/08.30 saatlerine kadar çağrıldığı her an işyerine gelmek suretiyle işyeri dışında telsiz nöbeti tutarak Haziran 2009"dan işyerinden ayrıldığı tarihe kadar da ayda 3 hafta hafta içinde 08.00/08.30-17.00/17.30,cumartesi günleri 08.00/80.30-13.00/13.00 saatleri arasında çalıştığını 1 haftada telsiz nöbeti tutarak fazla çalışma yaptığını iddia etmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise aynı konuda işveren aleyhine davaları bulunan tanık beyanlarına itibarla 2009 yılına kadar haftada 10 saat ve telsiz nöbeti tuttuğu 1 hafta içinde 10 saat fazla çalışma yaptığı 01/04/2009 tarihinden sonra ise nöbet çizelgelerinde adının geçmemesi nedeniyle telsiz nöbeti tutmadığı gerekçesiyle bu döneme ilişkin telsiz nöbetinden kaynaklanan fazla çalışma yapmadığı kabul edilerek fazla çalışma ücreti hesaplanmamıştır.
Dosya içeriğinde mevcut nöbet çizelgeleri şöförlere ilişkin olup tamirhanede çalışan davacının isminin yer almaması doğaldır. Dinlenen tanıkların, işçilerin çalıştıkları bölüme göre nöbet çizelgelerinin düzenlendiğini ifade etmişlerdir. Ancak davacının çalıştığı bölüme ilişkin nöbet çizelgeleri getirtilmemiştir. Tanıkların telsiz nöbeti çalışmalarına ilişkin beyanları soyut olup işyeri aleyhine açılmış davaları bulunduğu gibi davacı ile de aynı bölümde çalışmamışlardır. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş kamu işyeri olan davalı Belediyeden telsiz nöbeti ve davacının çalışmalarına ilişkin işyeri kayıtları getirtilip dosya içeriği ile birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak varsa fazla çalışma ve telsiz nöbetinden kaynaklanan fazla çalışma alacağı hesaplanmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibarla sonuca gidilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.