1. Hukuk Dairesi 2019/3495 E. , 2019/6133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 19.01.2009 tarihinde satış suretiyle davalı ...’a temlik edildiğini, bilahare, 03.11.2011 tarihinde de satış yoluyla 1/3’er paylarla davalılar ..., ... ile ...’e devredildiğini, davalılar adına tescil işlemlerinin dava dışı tapu memuru ...’ın sahte işlemleriyle gerçekleştirildiğini, nitekim, davalı ...’a yapılan devirde, çekişmeli taşınmazla ve satış işlemiyle hiç bir ilgisi bulunmayan haciz şerhine ait tarih ve yevmiyenin kullanıldığını, anılan temlike ilişkin resmi senet ile öteki dayanak belgelerin mevcut olmadığını, yine, aynı yöntemle son kayıt maliki diğer davalılar adına dava konusu taşınmazın paylı şekilde tescilinin sağlandığını, böylece, davalıların usulsüz biçimde ve yolsuz tescil sureti ile taşınmazın maliki konumuna geldiklerini ileri sürerek, tapu iptali-tescile ve manevi tazminata; aksi halde, maddi tazminata karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında, manevi tazminat isteğinden feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Davalılar ..., ... ve ..., 2011 yılı Ekim ayında tasarruf ettikleri paraları değerlendirmek amacıyla taşınmaz aramaya başladıklarını, dava dışı emlakçı ... vasıtası ile dava konusu taşınmazı satın almaya karar verdiklerini, bu arada tapuda yaptıkları araştırmada diğer davalı ...’ın kayıt maliki olduğunu gördüklerini, 600.000,00 TL satış bedeli üzerinden anlaşmaya varıp sözleşme düzenlediklerini, zira, davalılardan ...’nin bankadan 190.000,00 TL, davalı ...’nın ise; 200.000,00 TL çektiğini, davalı ...’in de bankadan peyder pey çektiği parayı uhdesindeki para ile birleştirerek tapu müdürlüğünde buluştuklarını, tüm belgeleri hazırlayıp tapu memuruna teslim ettiklerini, tapu harç,masraf ve emlak vergi borcunu ödediklerini, tapu müdürlüğünde gerekli işlemlerin yapılarak resmi senedin düzenlendiğini, işlem sonrasında da imzalı tapu senetlerinin verildiğini, gerçekleştirilen usulsüzlükleri ise; Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü müfettişleriyle yaptıkları görüşme sonucunda öğrendiklerini, tapu müfettişleri tarafından düzenlenen raporun tamamen iyi niyetli olduklarını ortaya koyduğunu, tapu sicilindeki kayda güvenerek yapılan işlemlerde iyi niyetin korunmasının esas olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı hazine, davacının TMK.’nun 1007. maddesi uyarınca tazminat davası açma olanağının bulunmadığını, tazminat talebi için ayni hakkın sona erdiğinin kesinleşmiş mahkeme ilamı ile tespitinin gerektiğini, zarar şartının ancak bu şekilde gerçekleşeceğini, çekişmeli taşınmazın satışının yok hükmünde olduğunu, davacının taşınmazını geri alabilecek durumda iken; tazminat isteyemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali-tescil isteğinin reddine, davalılar ... ve hazine bakımından maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, vazgeçme nedeniyle manevi tazminat isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...çekişme konusu taşınmazın davalı ... adına tesciline ilişkin 19.01.2009 tarihli işlemin yok hükmünde olduğu ve yolsuz tescil niteliği taşıdığı açıktır. Ne var ki son kayıt maliki davalıların 03.11.2011 tarihli iktisaplarının yolsuz tescil niteliğinde olup olmadığı hususu mahkemece değerlendirilmemiştir. Hâl böyle olunca, öncelikle çekişme konusu taşınmazın satış işlemlerine ilişkin resmi akit ve tüm dayanak belge suretlerinin merciinden temini, öte yandan yine taşınmazda gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olduğu anlaşılan ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/379 esas sayılı dosyasının getirtilmesi, kayıt maliki davalılara taşınmazın satış suretiyle tesciline ilişkin 03.11.2011 tarihli temlik ile ilgili olarak usulüne uygun olarak düzenlenmiş işlem, resmi akit ve dayanak belgeler bulunup bulunmadığının, iktisaplarının geçerli olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması, yolsuz tescil niteliğinde ise TMK’nun 1023.maddesinin uygulanamayacağının gözetilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....”gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, verilen direnme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca; “...mahkemece çekişme konusu taşınmazın son kayıt malikleri adına satış suretiyle tesciline ilişkin 03.11.2011 tarihli tescilin dayanağını oluşturan resmî akit ve diğer belgelerin bulunup bulunmadığının ilgili mercilerden sorularak ve olayla ilgili ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/379 esası sayılı ceza dosyası da getirtilip incelenerek, tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulmalıdır. Keza, ...iptali istenen sicil kaydının tesisine esas alınan resmî akit ve diğer dayanak belgelerin esasen yok hükmünde veya sahte olan bir işlemle gerçekleştirildiğinin kesin bir şekilde anlaşılması hâlinde, alıcıların iyi niyet sahibi olması dahi aslında yok hükmünde veya batıl olan işleme geçerlilik sağlamayacağından, tapu kaydının iptali gerekecektir. Buradaki iktisabın hükümsüzlüğü alıcının tapudaki tescile dayanıp dayanmaması ile ilgili olmayıp, doğrudan doğruya tescilin yolsuzluğundan ileri gelmektedir...”gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalı Hazinenin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 27.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.