20. Hukuk Dairesi 2016/8509 E. , 2018/3557 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : Hazine-Orman Yönetimi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... köyü 129 ada 1 parsel sayılı 562.897,24 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması sırasında orman vasfıyla Hazine adına tesbit edilmiş ve tutanak 08.10.2007 – 06.11.2007 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkarılmış, 07.11.2007 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı, 21.04.2011 tarihli dava dilekçesinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma iddiasıyla taşınmaz içinde bulunan 30 dönümlük tarlasının adına tescili talebiyle dava açmıştır. Asliye hukuk mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2014 tarih, 2013/3032- 2014/4004 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "" Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih ve 2012/108 Esas - 2013/64 Karar sayılı ilâmı ile 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 5/11/2003 tarihli ve 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasanın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı olduğundan iptallerine karar verilmiştir. Karar, 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımdan itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir. Getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilecektir.
Eldeki dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaza karşı on yıllık süre içinde açılmış olup, kanundaki değişikliğin derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden tapu kaydı koşulu aranmaksızın işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde dava konusu taşınmazın orman içi açıklık olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesine göre 10 yıllık süre içinde açılan orman tahdidine itiraza (tapu iptali ve tescil) ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 2007 yılında, 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılıp kesinleşmiş, çekişmeli parsel orman olarak tesbit edilmiştir.
-2- 2016/8509-2018/3557
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu ve bu tür yerlerin 20.11.2012 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 16. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08/05/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.