Esas No: 2022/6899
Karar No: 2022/14475
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/6899 Esas 2022/14475 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/6899 E. , 2022/14475 K."İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit suçundan sanıklar ... ve ...'in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2. cümle, 43/1, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 2.080,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına, birlikte tehdit suçundan sanıkların beraatlerine dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/03/2014 tarihli ve 2013/7 esas, 2014/202 sayılı kararına karşı sanık ... tarafından yapılan itirazın kabulüne ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 03/06/2014 tarihli ve 2014/442 değişik ... sayılı kararını müteakip, yapılan yargılama neticesinde sanığın tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun'un 106/1-2. cümle, 43/1, 62/1 ve 52. maddeleri uyarınca 2.080,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/10/2014 tarihli ve 2014/190 esas, 2014/523 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz veya istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddî boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede,
Somut olayda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen 26/12/2012 tarihli iddianamede sanıkların 5237 sayılı Kanun'un 106/2-c maddesi gereğince cezalandırılmalarının talep edilmesi üzerine, yapılan yargılama neticesinde, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/03/2014 tarihli kararı ile sanıkların 5237 sayılı Kanun'un 106/2-c maddesi uyarınca beraatlerine, anılan Kanun'un 106/1-2. cümlesi uyarınca mahkumiyetlerine ve hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini takiben, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca beraat hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulması sonrasında, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 08/10/2019 tarihli ve 2015/18751 esas, 2019/15316 karar sayılı ilamında yer alan "Sanıklar hakkında..106/2. fıkrasında düzenlenen birden fazla kişiyle birlikte tehdit suçundan iddianame düzenlendiği halde, eylemler ikiye bölünmek suretiyle, bir taraftan beraat, bir taraftan ise eylemlerin... 106/1-2. cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçunu oluşturduğu kabul edilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilmesi..." şeklindeki açıklama ile kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla,
Dosya kapsamına göre, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 26/12/2012 tarihli iddianame ile sanıkların 5237 sayılı Kanun'un 106/2-c maddesinde yer alan birden fazla kişiyle birlikte tehdit suçundan cezalandırılmaları talep edilmesine rağmen, sanıkların eylemlerinin ayrı ayrı bölünmesi suretiyle, iddianamede talep edilen sevk maddesinden sanıkların beraatlerine, 106/1/-2. cümle uyarınca da cezalandırılmalarına karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nın 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet Savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda istek de bulunabilecektir.
CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, O Yer Cumhuriyet Savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK'nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Ancak;
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; sanıklar hakkında, TCK'nın 106/2. fıkrasında düzenlenen birden fazla kişiyle birlikte tehdit suçundan iddianame düzenlendiği halde, eylemler ikiye bölünmek suretiyle, bir taraftan beraat, bir taraftan ise eylemlerin TCK'nın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçunu oluşturduğu kabul edilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının da kesinleştiği görülmektedir.
Söz konusu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların denetim sürelerinin dolmuş olabileceği ve sanıklar birlikte tehdit suçundan kurulan beraat hükümleri yerine hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin kararlar verilebileceği anlaşılmakla, kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 08/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.