Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/1296 Esas 2019/7103 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/1296
Karar No: 2019/7103
Karar Tarihi: 11.04.2019

Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/1296 Esas 2019/7103 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2018/1296 E.  ,  2019/7103 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekirken, doğrudan sanığın MERNİS adresi ile aynı olan bilinen en son adresine Tebligat Kanunun 21/2. maddesine göre yapılan gerekçeli karar tebliği işleminin geçersiz olduğu, bu nedenle sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
    1-Suç tarihinde saat 01.00 sıralarında, sanığın müştekinin çalışmış olduğu otelin içinde bulunan ve olay yeri krokisine göre bina niteliğini haiz olan bardaki cep telefonunu çalması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 142/2-h maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek aynı Kanun"un 142/1-e maddesi ile uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini,
    2-Kabule göre de;
    Sanık hakkında hırsızlık suçundan TCK"nın 142/1-e ve 143. maddeleri uyarınca belirlenen 4 yıl 6 ay hapis cezasından aynı Kanun"un 62. maddesine göre 1/6 oranında indirim yapılması sırasında, sonuç ceza olarak 3 yıl 9 ay hapis cezası yerine hesap hatası sonucu 3 yıl 8 ay 27 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, 11/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.