Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/396
Karar No: 2022/601
Karar Tarihi: 07.02.2022

Danıştay 4. Daire 2018/396 Esas 2022/601 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/396 E.  ,  2022/601 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/396
    Karar No : 2022/601

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, … Hafriyat İnş. Nak. ve Otomotiv San. Ltd. Şti.'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, …, …, … ,… sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emri içeriği vergi borçlarına ilişkin olarak asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin tebliğ alındısında, adreste bulunamadığından bahisle ödeme emirlerinin bilinen adreslerde tebliğ edilmediği hususunun 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesinde öngörülen şahıslara imzalatılmak suretiyle tutanak haline getirilmediği, tebliğ alındısının, üzerinde sadece dağıtıcı imzası ile merciine iade şerhi ile iade edildiği, akabinde 14/09/2009 tarihli adres tespit tutanağı düzenlendiği, adres tespit tutanağının, ödeme emirlerinin tebliğ işlemlerine yönelik düzenlendiği yönünde açıklama ve ifadenin bulunmadığı, sözü edilen tutanağa istinaden ilanen tebliğ yapıldığı, bu durumda, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden kesinleşmiş bir kamu alacağı bulunmadığı halde söz konusu borçların asıl borçlu şirketten tahsil edilemediğinden bahisle kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, amme alacağının şirket tüzel kişiliğinden tahsilinin mümkün olmadığının yahut olmayacağının anlaşılması üzerine amme alacağının doğduğu dönemde şirketin kanuni temsilcisi olan davacı adına ödeme emri düzenlendiği, idarelerince tesis edilen işlemlerin yasal ve usule uygun olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un, olay tarihinde yürürlükte olan, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği hükümleri yer almaktadır.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun, "Tebliğ Esasları" başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği; aynı Kanunun, olay tarihinde yürürlükte olan, "Tebliğ Evrakının Teslimi" başlıklı 102. maddesinde de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı; 103. maddesinde ise, muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden, davacının kanuni temsilcisi olduğu asıl borçlu … Haf. İnş. Nak. ve Otomotiv San. Ltd. Şti. adına düzenlenen …-…-…-…-… sayılı ödeme emirlerinin … Mah. … Sok. Bina No:… …/ İSTANBUL'' adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ alındısında Kanun'un aradığı anlamda herhangi bir şerh ve imza bulunmadığı, ancak 14/09/2009 tarihinde düzenlenen adres tespit tutanağı ile usulüne uygun olarak asıl borçlu şirketin söz konusu adresi terk ettiği hususunun mahalle muhtarı ve memur imzasıyla tespit edildiği, asıl borçlu şirket adına düzenlenen …-…-…-…-… sayılı ödeme emirlerinin ise ''… Mah. ...Sokak …/ İSTANBUL'' adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ alındısında Kanun'un aradığı anlamda herhangi bir şerh ve imza bulunmadığı, ancak 18/09/2009 tarihinde düzenlenen adres tespit tutanağı ile usulüne uygun olarak asıl borçlu şirkettin söz konusu adreste olmadığı, adresin boş ve kapalı olduğu, isim ve imzadan imtina eden komşusunun muhatabı ismen tanımadığı, muhatap adresi nakil almadan terk ettiği için ikinci adresin bilinmediği hususunun mahalle muhtarı ve memur imzasıyla tespit edildiği, bunun üzerine şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, asıl borçlu şirketin bilinen adreslerini terk ettiğinin muhtar nezdinde usulüne uygun olarak düzenlenen adres tespit tutanakları ile ortaya konulduğu ve kanunun amaçladığı anlamda tebliğ imkansızlığının gerçekleştiği anlaşılmıştır.
    Bu itibarla, Kanun'un öngördüğü anlamda ilanen tebliğ için öngörülen şartlar olayda gerçekleştiğinden, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliğinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, usulüne uygun olarak yapıldı ise, asıl borçlu şirket tarafından ödeme emirlerine karşı dava açılıp açılmadığı, asıl borçlu şirket nezdinde mal varlığı araştırılması yapılarak amme alacağının tahsil edilebilirlik imkanın olup olmadığı gibi diğer hususları araştırılarak karar verilmesi gerekirken ilanen tebliğ koşulları oluşmadığı nedeniyle ödeme emirlerini iptal eden Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 07/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi