Esas No: 2021/1860
Karar No: 2022/336
Karar Tarihi: 07.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1860 Esas 2022/336 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1860 E. , 2022/336 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1860
Karar No : 2022/336
TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACI) : ...Restaurant Kafeterya Bar İşletmecileri Derneği
VEKİLİ : Av. ...
II- (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ: Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 23/12/2020 tarih ve E:2020/1236, K:2020/13439 sayılı kararının, davacı tarafından davanın reddine ilişkin kısmının, davalı idare tarafından ise aleyhine yargılama giderleri ile avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'nin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 23/12/2020 tarih ve E:2020/1236, K:2020/13439 sayılı kararıyla;
Davacının iddialarının, Aydın Valiliği İl Mahalli Çevre Kurulunun ...tarih ve ...sayılı kararındaki düzenlemelerin dayanağı olduğu belirtilen hükümler ile düzenlemenin kapsamı birlikte değerlendirilerek, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'nin 6. maddesinin (f) bendi, 24. maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (h) bentleri, 26. maddesinin (ğ) ve (ı) bentleri ile geçici 3. maddesi yönünden değerlendirme yapıldığı;
Yönetmeliğin 24. maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (h) bentleri, 26. maddesinin (ğ) ve (ı) bentleri ile geçici 3. maddesi yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesinden sonra, 27/04/2011 tarih ve 27917 sayılı Resmi Gazete'de Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin yayımlanarak yürürlüğe girdiği; bu Yönetmeliğin 3. maddesi ile 24. maddenin başlığı ile birlikte değiştirildiği, 5. maddesi ile 26. maddenin (ğ) ve (ı) bentlerinin, 9. maddesi ile geçici 3. maddesinin değiştirildiği; 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 3. maddesi ile 24. maddenin (a) bendinin yürürlükten kaldırılarak, (d) bendinde değişiklik yapıldığı, 4. maddesi ile 26. maddenin (ğ) ve (ı) bendlerinin değiştirildiği ve 7. maddesiyle de geçici 3. maddenin yürürlükten kaldırıldığının anlaşıldığı, iptali istenen Yönetmeliğin 24. maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (h) bentleri, 26. maddesinin (ğ) ve (ı) bentleri ile geçici 3. maddesinin iptal istemine yönelik olarak esas hakkında karar verilmesine olanak bulunmadığı;
Yönetmeliğin 6. maddesinin (f) bendi yönünden;
Yönetmeliğin, "İl ve Çevre Orman Müdürlüklerinin görev, yetki ve sorumlulukları" başlıklı 6. maddesinin (f) bendinde, "Dini ve milli bayramlar ile yerel millî günler ve kutlamalar maksadıyla yapılacak faaliyetler için bu Yönetmelik çerçevesinde getirilen yasaklara İl Mahalli Çevre Kurul Kararı almak kaydıyla istisna getirmekle, istisna kapsamında alınan kararları kamuoyuna duyurmakla yetkili ve sorumludur" düzenlemesinin yer aldığı;
Mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, davalı idareye çevresel gürültüye maruz kalınması sonucu kişilerin huzur ve sükûnunun, beden ve ruh sağlığının bozulmamasını sağlamak amacına yönelik olarak gürültünün kontrolü, azaltılması veya bertaraf edilmesi için hedef ve ilkeleri belirlemek, bu hususta her türlü tedbiri almak ve bu tedbirlerin uygulanmasını sağlamak, gürültü kaynaklarının çevresel gürültü düzeylerine ilişkin esas ve kriterler belirlemek ve bu kapsamda gürültünün saptanan standartlar seviyesinde tutulması için ölçüm, denetim ve izleme yapmak, belirlenen standartlara uymadığı saptananlara yaptırım uygulamak konusunda yetki verildiği; bu çerçevede, dini ve milli bayramlar ile yerel millî günler ve kutlamalar maksadıyla yapılacak faaliyetler için bu Yönetmelik çerçevesinde getirilen yasaklara yönelik istisnaların belirlenmesi amacıyla Bakanlığın sürekli kurulu şeklinde örgütlenmiş olan ve illerde 4856 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatla verilen görevleri yapmakla yükümlü bulunan Mahalli Çevre Kuruluna yetki verilmesinde, istisna kapsamında alınan kararların kamuoyuna duyurulması konusunda İl Müdürlüklerine verilen yetki ve sorumlulukta da hukuka aykırılık görülmediği;
Bu durumda; Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'nin 6. maddesinin iptali istenen (f) bendinde yer alan düzenlemede dayanağı Kanun hükümlerine, ilgili mevzuata ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak,
Dava konusu Yönetmeliğin 24. maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (h) bentleri, 26. maddesinin (ğ) ve (ı) bentleri ile geçici 3. maddesinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, anılan Yönetmeliğin 6. maddesinin (f) bendine yönelik iptal istemi yönünden ise davanın reddine, toplam 675,35-TL yargılama giderinin 163,83-TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakmasına, kalan kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 3.600,00-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 3.600,00-TL avukatlık ücretinin de davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, dava konusu Yönetmeliğin 6. maddesinin (f) bendi ile mahalli kurullara verilen yetkinin keyfi uygulamalara sebebiyet verdiği ve kamu yararına aykırı kullanıldığı; yetkinin sınırının kanunla çizilmediği; mevcut eğlence yerlerinin tamamının kapatılabileceği; yargılama esnasında düzenlemenin değişmesinin bilinmesinin mümkün olmadığı; Yönetmeliğin bu haliyle ölçülülük ve orantılılık ilkesini ihlal ettiği belirtilerek, Daire kararının davanın reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, dava konusu düzenlemelerin hukuka uygunluk karinesinden yararlandığı, buna göre haklılık durumunun değerlendirilmesi gerektiği, harçtan müstesna tutuldukları belirtilerek, Daire kararının aleyhlerine yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın davalı idare aleyhine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare tarafından, temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının temyiz konu kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmeyi durdurma istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı ile davalı idare aleyhine yargılama giderleri ve avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın temyize konu bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçelerle kısmen davanın reddine, kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik Danıştay Altıncı Dairesinin 23/12/2020 tarih ve E:2020/1236, K:2020/13439 sayılı kararının, temyize konu davanın reddine ve idare aleyhine yargılama giderleri ile avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin kısımlarının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan ...-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 07/02/2022 tarihinde usulde oyçokluğu, esasta oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, bakılan davanın, 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'nin iptali istemiyle 04/10/2010 tarihinde açıldığı; davacının, Aydın Valiliği İl Mahalli Çevre Kurulunun 22/07/2010 tarihli kararını dava tarihinde öğrenmekle dayanağı Yönetmeliğe dava açtığını belirttiği; davalı idare tarafından dosyaya sunulan ...tarih ve ...sayılı Aydın Valiliği İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü yazısı ve eki tutanaktan, ...tarih ve ...sayılı Mahalli Çevre Kurulu kararının 23/07/2010-29/07/2010 tarihleri arasında asılarak duyurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'nin iptali istemiyle açılan davanın, ...tarih ve ...sayılı Mahalli Çevre Kurulu kararının en son ilan tarihi olan 29/07/2010 tarihinden itibaren dava açma süresi içinde en geç 27/09/2010 tarihinde açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra, 04/10/2010 tarihinde açılan davada, süre aşımı nedeniyle uyuşmazlığın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı görüşüyle 2577 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca usul yönünden çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.