Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/5622
Karar No: 2021/3190
Karar Tarihi: 29.03.2021

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/5622 Esas 2021/3190 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2020/5622 E.  ,  2021/3190 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Rüşvet almak ve vermek, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardımcı olmak, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, resmi belgede sahtecilik, 6136 sayılı kanuna muhalefet, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Düşme, beraat, mahkumiyet

    Bir kısım sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, hükmolunan cezaların türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
    Dairemizin 19/02/2015 tarihli 2015/13 Esas ve 2015/22113 Karar sayılı ilamında sanık ... ... hakkında “suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak“ ve “resmi belgede sahtecilik“ suçlarından verilen beraat kararlarının Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine bozulmasına karar verilmesine karşın, Mahkemece bozma sonrasında yapılan yargılamada bu sanığa ilişkin hükümlerin temyiz incelemesine konu edilmediği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, zamanaşımı hususu da dikkate alınarak sanık ... ... yönünden “suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak“ ve “resmi belgede sahtecilik“ suçlarından mahallinde her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
    I-Sanık ... hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen düşme kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteminin incelenmesinde:
    Sanığın hükümden sonra 26/08/2019 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiği anlaşılmakla, bu sanık yönünden dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
    II-Sanık ... hakkında “rüşvet” ve “kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme” ile sanık ... hakkında “kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme” suçlarından verilen beraat kararlarına yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin incelenmesinde:
    Sanıklar müdafilerinin beraat hükümlerinin gerekçesine yönelik temyiz istemlerinin olmadığı ve temyizde hukuki yararları bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    III-Katılan Hazine vekilinin sanıklar hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek”, “suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak”, “suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardımcı olmak”, “resmi belgede sahtecilik”, “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği”, “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan”, “6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme” suçlarından verilen beraat ve düşme kararlarına ilişkin esasa yönelik; “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek” ve “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine ilişkin vekalet ücreti talebine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
    Yüklenen suçlardan doğrudan zarar görmeyen şikâyetçi Hazinenin kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı gibi usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükümleri temyiz yetkisi vermeyeceği anlaşıldığından, şikâyetçi adına vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    IV-Sanıklar ..., ... ve ... haklarında “resmi belgede sahtecilik” suçlarından verilen düşme kararlarına yönelik, sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin incelenmesinde:
    Sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçeleri itibarıyla temyiz istemlerinin, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi talebine ilişkin olduğu ve temyizde hukuki yararları bulunduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 21/03/2008 tarihli 2007/168912 Soruşturma ve 2008/14701 Esas sayılı iddianamesi kapsamında sanıkların üzerine atılı eylemlerin sübutu halinde, TCK’nin 204/2. maddesinde düzenlenen kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme suçuna vücut vereceği ve bu itibarla TCK’nin 66/1-d., 67/4. maddelerinde düzenlenen dava zamanaşımının hüküm tarihinde dolmadığı belirlenmiş ise de; aleyhe temyiz bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, sanıklar hakkındaki kamu davalarının düşmesine karar verildiği gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış; sanıklar müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
    V-Katılan Hazine vekilinin sanıklar ... ve ... haklarında “rüşvet” suçundan verilen beraat kararlarına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olup; katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
    VI-Sanıklar ... ve ... haklarında “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık ... müdafii ve sanık ...’nın temyiz istemlerinin incelenmesinde:
    Sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek suçundan kurulan hükümler mahiyeti itibariyle bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili bir kurum olan TCK’nin 58/9. maddesinin uygulanmaması yönünden kazanılmış hak oluşturmayacağından, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Bozmaya uyularak yürütülen yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiillerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümlerde eleştirilen husus dışında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık ... müdafii ve sanık ...’nın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan hükümlerin ONANMASINA,
    VII-Sanık ... hakkında “kamu görevlisinin zincirleme şekilde resmi belgede sahteciliği” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz isteminin incelenmesinde:
    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 21/03/2008 tarihli 2007/168912 Soruşturma ve 2008/14701 Esas sayılı iddianamesi ile suç tarihinde Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğü’nde yoklama memuru olan görev yapan sanığın, temyiz dışı sanıklar .... ve dava dışı ... haklarında sahte vergi yoklama fişleri düzenlemek suretiyle 15 kez kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; Mahkemece sanığın temyiz dışı sanıklar ..., ... ve ... isimli 14 kişi haklarında sahte vergi yoklama fişleri düzenlediği kabul edilerek zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; Ankara Valiliği İl İdare Kurulu’nun 11/03/2016 tarihli ve S-47 sayılı soruşturma izni verilmesine dair kararına dayanak teşkil eden 11/01/2016 tarihli ve 2016-B-354/1 sayılı Ön İnceleme Raporu’nda, suça konu tutanaklardan yalnızca ... hakkında düzenlenen 01/02/2007 tarihli ve 1122 sayılı, ... hakkında düzenlenen 06/04/2007 tarihli ve 3327 sayılı ile ... hakkında düzenlenen 15/06/2007 tarihli ve 5583 sayılı yoklama fişlerini düzenlemekle görevli olduğu, diğer yoklama fişlerinin sanığın görevi dahilinde düzenlenmediğinin bildirilmesi karşısında; sanığın üzerine atılı eylemlerin ..., ... ve ... haklarında tanzim edilen yoklama fişleri yönünden TCK’nin 204/2. maddesi kapsamında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna vücut vereceği, diğer sahte yoklama fişlerinin TCK’nin 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçu kapsamında kalacağı, bu itibarla zincirleme suça dahil olan eylemlerden en ağır cezayı gerektiren suçun zincirleme suç sebebiyle artırımda ve zamanaşımının hesaplanmasında esas alınması gerektiği cihetle, sanık hakkında tüm yoklama fişleri yönünden zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan mahkûmiyetine karar verilerek, belge sayısı da dikkate alınmak suretiyle TCK’nin 43/1. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenecek bir artırım oranı uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ile TCK"nin 53/1-a. maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında, aynı Kanun"un 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar memuriyet hak ve yetkilerini kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliği ise aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Bozmaya uyularak yürütülen yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde eleştirilen hususlar dışında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık ... müdafinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
    VIII-Sanık ... hakkında “rüşvet” suçundan verilen beraat kararına yönelik katılan Hazine vekilinin esasa ve sanık müdafinin vekalet ücreti talebine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan Hazine vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    1136 sayılı Kanun"un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "Sanık ...’ın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.450 TL vekalet ücretinin hazineden alınıp sanığa verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    IX-Sanık ... hakkında “rüşvet” suçundan verilen beraat kararına yönelik katılan vekilinin, sanık ... hakkında “kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın, sanık ... hakkında “kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafinin, sanık ... hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafinin, sanık ... hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık ve müdafinin, sanık ... hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafinin, sanık ... hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafinin, sanık ... hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz istemlerinin incelenmesinde:
    Mahkûmiyet hükümleri yönünden, TCK"nin 53/1-a. maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle atılı suçları işledikleri kabul edilen sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... haklarında, aynı Kanun"un 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar memuriyet hak ve yetkilerini kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliği aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    1-Sanık ... hakkında “rüşvet” suçundan verilen beraat kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde:
    Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğünde yoklama memuru olarak çalışan sanık ... hakkında, sanıklar ... ve ... tarafından yönetilen suç örgütünün faaliyetleri çerçevesinde, silah ruhsatlarının alınabilmesinde ticaret erbabı (özellikle toptan ve perakende kuyumculuk) olma koşulunun sağlanabilmesi için gerekli olan vergi yoklama tutanaklarını, gerçekte bu şekilde ticari faaliyette bulunmayan kişiler adına sahte olarak düzenlemek amacıyla rüşvet aldığı iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın aşamalarda alınan savunmalarında suçlamaları kabul etmemesine karşın, dosya içerisinde mevcut bulunan iletişimin tespiti kayıtları ve sanık tarafından tanzim edildiği belirlenen temyiz dışı sanıklar .....ve dava dışı ... haklarındaki sahte yoklama tutanakları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, unsurları itibarıyla sübut bulan rüşvet suçundan sanığın mahkûmiyeti yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek beraatine karar verilmesi,
    2-Sanık ... hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafinin temyiz istemlerinin incelenmesinde:
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34/1, 230, 232 ve 289. maddeleri gereğince mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, Anayasa ve 5271 sayılı Kanun"un amir hükümlerine aykırı şekilde; sanık hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında, sair yönleri incelenmeyen hükmün gerekçesinde “sanığın atılı suçu işlediği sabit olmadığından beraatine” karar verildiği belirtildiği halde, hüküm fıkrasında atılı suçtan sanık hakkında hem beraat hem de mahkûmiyet hükümleri kurulmak suretiyle çelişkiye neden olunması,
    3-Sanıklar ... ve ... haklarında “kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme” ile sanık ... hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar ... ve ... müdafileri ile sanık ...’nın temyiz istemlerinin incelenmesinde:
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanıklar ... ve ... müdafileri ile sanık ...’nın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    a)Sanık ...’nın temyiz dışı sanıklar ..., ... ve ...’ın silah ruhsatı alabilmeleri için temin edilen sahte belgeler yönünden kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme suçlarını işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda; 5237 sayılı TCK"nin 220/5. maddesinde yer alan, “Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.“ hükmü uyarınca, yönettiği örgütün gücünden yararlanarak talimat alanın iradesi üzerinde hakimiyet kuran yöneticiler ile serbest iradesiyle hareket etmeyen ve bir suç örgütü mensubu olarak suç işleme kararının varlığının kabulünde zorunluluk bulunan failler arasında azmettiren-azmettirilen ilişkisinden bahsetme imkanı bulunmadığından; Kanunun kabul ettiği sistemde, yöneticinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan, dolaylı fail olarak sorumlu tutulması gerektiği cihetle, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22/04/2014 tarihli 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamu olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği anlaşılmakla; sanıkların eylemlerinin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK"nin 220/5. maddesi atfıyla 204/2 ve 43/1. maddeleri kapsamında zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturacağı gözetilmeden, ayrı ayrı mahkûmiyet hükümleri kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
    b)Suç tarihinde Dikmen Polis Merkezi Amirliği’nde polis memuru olan görev yapan sanık ...’un, silah ruhsatı almak isteyen temyiz dışı sanıklar ....ın toptan kuyumculuk faaliyeti ile iştigal ettiklerine yönelik 26/05/2006 ve 28/09/2006 tarihli 3 adet tutanağı sahte olarak tanzim etmek suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22/04/2014 tarihli 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, sanığın eylemlerinin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK"nin 204/2 ve 43/1. maddeleri kapsamında zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturacağı gözetilmeden, her bir tutanak yönünden ayrı ayrı mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
    c)Kabule göre de; sanık ... yönünden, hükmün gerekçesinde . ..., ..., ...,..., ... ve ... isimli 8 temyiz dışı sanık adına düzenlenen sahte belgeler yönünden mahkûmiyet hükümleri kurulduğu belirtildiği halde, hüküm fıkrasında kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme suçundan sanığın 9 kez TCK’nin 204/2. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi,
    4-Sanıklar ... ve ... haklarında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin incelenmesinde:
    a)Suç tarihinde Esat Polis Merkezi Amirliği’nde polis memuru olarak görev yapan sanıklar hakkında, silah ruhsatı almak isteyen temyiz dışı sanık ...’ın toptan kuyumculuk faaliyeti ile iştigal ettiğine yönelik 23/11/2006 tarihli tutanağı ve sanık ...’in temyiz dışı sanık ...hakkında toptan kuyumculuk faaliyeti ile iştigal ettiğine yönelik 20/11/2006 tarihli tutanağı sahte olarak tanzim etmek suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda; 11/09/2007 tarihli tutanak içeriğine göre “A. .... Kavaklıdere” sayılı adreste ...’a ait işyerinin olduğu, ancak bu işyerinin helikopter-havacılık faaliyeti ile iştigal ettiği, toptan kuyumculuk alanında faaliyet göstermediği, yine 12/09/2007 tarihli tutanak içeriğine göre “..../5 Gaziosmanpaşa” adresinde ARC İletişim Teknolojileri isimli işyerinin bulunduğu, bu adreste .... tarafından kuyumculuk faaliyeti yürütülmediği tespit edilmiş ise de; sanıkların aşamalarda alınan savunmalarında, ...’a ait işyerine ilk gittiklerinde boş bir bürodan ibaret olması nedeniyle 03/08/2006 tarihli tutanağı düzenlediklerini, daha sonra ikinci kez gittiklerinde kendilerine vergi levhası, Ankara Ticaret Odası kayıt levhası gibi belgeler ibraz edilmesi üzerine 12/10/2006 tarihli tutanağı düzenlediklerini, iş yerinde Kasım ayı içerisinde altın alım satımı yapıldığına yönelik fatura olup olmadığının araştırılmasının istenmesi nedeniyle 3. kez iş yerine gittiklerinde kendilerine 16/11-2006-17/11/2006 tarihli altın alış faturalarının ibraz edilmesi üzerine de suça konu 23/11/2006 tarihli tutanağı düzenlediklerini beyan etmeleri ve suça konu tutanak içeriği incelendiğinde de “Kasım ayı içerisinde altın alım işlemi yapıldığı, ancak satış işlemi yapılmadığı tespit edilmiştir.” şeklinde ibareye yer verildiğinin, ekinde de bahse konu faturaların bulunduğunun görülmesi; yine .,..’nın iş yerine gidildiğinde de kendilerine vergi levhası, Ankara Ticaret Odası kayıt levhası ve 6800 TL bedelli altın alımına yönelik gider pusulası gibi belgeler ibraz edilmesi üzerine suça konu 12/09/2007 tarihli tutanağı düzenlediklerini bildirmeleri karşısında, örgütle irtibatları bulunduğuna yönelik herhangi bir tespit de bulunmayan sanıkların suç kastıyla hareket edip etmediği tartışılmadan sanıklar hakkında yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması,
    b)Kabule göre de; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22/04/2014 tarihli 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; sanık ...’in eylemlerinin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK"nin 204/2 ve 43/1. maddeleri kapsamında zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturacağı gözetilmeden, her bir tutanak yönünden ayrı ayrı mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
    5-Sanık ... hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık ve müdafinin temyiz istemlerinin incelenmesinde:
    a)Suç tarihinde Keçiören 100. Yıl Polis Merkezi Amirliği’nde polis memuru olarak görev yapan sanık hakkında, sanık ... ile birlikte silah ruhsatı almak isteyen temyiz dışı sanık ....’nın toptan kuyumculuk faaliyeti ile iştigal ettiğine yönelik 31/05/2006 tarihli tutanağı sahte olarak tanzim etmek suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın aşamalarda alınan savunmalarında tutanak içeriğinin doğru olduğunu beyan ederek suçlamaları kabul etmemesine karşın, 12/09/2007 tarihli tutanak içeriğine göre ...’nın toptan kuyumculuk faaliyeti ile iştigal ettiği bildirilen “Merkez .... Keçiören” adresinin ikamet adresi olduğu ve bu adreste belirtilen alanda faaliyet gösterilmediği tespit edilmiş ise de; ...’nın soruşturma aşamasında Emniyette alınan beyanında, bu adresin ikamet adresi olduğunu, adreste toptan kuyumculuk faaliyeti için gerekli alt yapıyı oluşturduğunu, ancak bu adresin yeterli olmayacağını anlayınca Mirzabey Ltd. Şti. isimli bir şirket kurduğunu, bu amaçla Ankamall AVM’de sahibi olduğu Demirel Mağazası ile birlikte kuyumculuk faaliyeti yapmak üzere çalışma başlattığını bildirmesi ile kovuşturma aşamasında alınan beyanında 2006 yılından beri kuyumculuk yaptığını beyan etmesi karşısında maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; ...’nın tutanağın düzenlendiği 31/05/2006 tarihi ve sonrasında başka bir adreste kuyumculuk faaliyeti ile iştigal edip etmediğinin ilgili kurumlar nezdinde araştırılmasından sonra, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sanığın örgütle irtibatının bulunduğuna yönelik herhangi bir tespitin bulunmaması hususu da dikkate alınarak, suç kastı ile hareket edip etmediği de tartışılarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma neticesinde sanık hakkında yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması,
    b)Kabule göre de; hükmün gerekçesinde, sanığın “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan” 1 kez cezalandırılmasına karar verildiği belirtildiği halde, hüküm fıkrasında sanık hakkında TCK’nin 204/2. maddesi uyarınca 2 kez mahkûmiyet hükmü kurulmak suretiyle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişkiye neden olunması,
    Yasaya aykırı, sanıklar ve müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi