16. Ceza Dairesi 2020/3061 E. , 2021/3526 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
... yönünden; 04.08.2016,
Sanıklar ..., ..., Hasan Şahin ve
... yönünden; 20.07.2016,
Sanık ... yönünden; 25.07.2016,
Sanık ... yönünden; 19.08.2016,
Sanık ... yönünden; 22.08.2016,
Sanık ... yönünden; 21.11.2016,
Sanık ... yönünden; 09.01.2017
Hüküm : Sanıklar ..., ...,
..., ..., ..., ...
, ..., ..., ..., ... Şahin ve ..."in silahlı terör örgütüne üye
olmak suçundan TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun
3, 5/1, TCK"nın 53/1-2-3, 58/9 ve 63.maddeleri
uyarınca cezalandırılmalarına,
Sanık ..."un silahlı terör örgütüne üye olmak
suçundan TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1,
TCK"nın 221/4-2 cümle, 53/1-2-3, 58/9 ve
63. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına,
Sanık ..."un silahlı terör örgütüne üye
olmak suçundan CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca
beraatına ilişkin mahkeme kararına yönelik istinaf
başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Bir kısım sanıklar ve müdafilerinin duruşma taleplerinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
I-Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz talebinin incelenmesinde;
7201 sayılı Tebligat Kanununun 11/1. maddesinin "vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır." hükmünü havi olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 31.01.2020 tarihinde sanık müdafiine Tebligat Kanunun 21. maddesi uyarınca, belirtilen geçerlilik şartları yerine getirilerek usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak söz konusu kararın 5271 sayılı Kanunun 291/1. maddesinde görülen onbeş günlük yasal süresinden sonra 18.02.2020 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmakla, sanık müdafiinin şartları oluşmayan eski hale getirme ve temyiz isteminin 5271 sayılı CMK"nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelenmesinde;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Dosya kapsamı nazara alındığında diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanık ...’in ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükümlere esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı,
vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ... ve ... ile sanıklar müdafilerinin ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
III-Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmü ile sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı kararında, "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı""nın kabul edildiği dikkate alınarak, somut dosyada sanıklar ... ve ... yönünden atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olan detaylı ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarının ilgili yerlerle yazışma yapılarak getirtilmesi; sanıklar ... ve Halil Alıcak’ın ihraç edilmeden önce emniyet mensubu olarak görev yaptıkları nazara alınarak ilgili birimlere yazı yazılmak suretiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun 18.04.2017 tarih ve 2017/68532 sayılı soruşturması kapsamında ele geçirilen FETÖ/PDY emniyet mahrem yapılanmasına ilişkin dijital verilerin incelenmesi sonucunda düzenlenen veri inceleme raporu, bu rapora dayanak teşkil eden gizli tanık Garson’un ifadesi ve delilin el konulmasına ilişkin mahkeme kararı getirtilerek bu sanıklar hakkında düzenlenen bir kayıt olup olmadığının tespit edilmesi, var ise dosyaya getirtilmesi; sanık ...’un örgütle bağlantılı olduğu şeklinde anlatımlarda bulunan Eyüp Bayıl’ın ve yine tanık olarak dinlenen ... ile sanık arasında 15 Temmuz darbe girişimi gecesi geçen tartışmaya şahit oldukları anlaşılan Ertuğrul Kapan ve İsmail Bulut isimli kişilerin tanık olarak dinlenilmeleri, ayrıca her üç sanık hakkında UYAP veri havuzundan araştırma yapılarak haklarında herhangi bir tanık veya itirafçı beyanı olup olmadığının saptanması, bulunması halinde bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin dosya içerisine getirtilmesi, gerekmesi halinde ilgili şahısların tanık olarak dinlenmelerinin sağlanması; sanık ...’den ele geçirilen cep telefonunda Kakaotalk isimli program kalıntısının tespit edildiğine dair 06.03.2017 tarihli dijital inceleme raporuna karşı sanığın savunmasının alınması, tüm bu delillerin 5271 sayılı CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafilerine okunup diyecekleri sorulduktan sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükümlerin CMK’nın 302/2 maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.