11. Hukuk Dairesi 2018/2353 E. , 2019/4346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(FİKRİ VE SINAI HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 01/11/2017 tarih ve 2015/462-2017/418 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına tescilli TR 2011/03287 Y ve 2010/02312 Y no"lu faydalı model belgeleri bulunduğunu, davalının müvekkilinin faydalı model belgeleri kapsamında ürettiği makinelerin taklitlerini satmak üzere fuarda sergilerken şikayetleri üzerine makinelere el konulduğunu, makinelerin halen davalının iş yerinde imal edilip, satılarak müvekkilinin faydalı modelden doğan haklarına tecavüzde bulunulduğunu ve müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğratıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve davalının üretimine el konularak haksız fiilin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin iş yerinde tespiti yapılan makinelerin adına tescilli faydalı model belgesi ve henüz tescilli olmamakla birlikte faydalı model başvurusu kapsamında üretilen makineler olduğunu, bu nedenle müvekkilinin eyleminin hukuka uygun olup, herhangi bir tecavüzünün söz konusu olmadığını kaldı ki, davacı makineleri ile müvekkilinin makinelerinin farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı, iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı üretimi makinenin, davacının makinesinin geliştirilmesi değil farklı bir konseptte makine tasarlanması ile üretildiği, davalı tarafından kullanılan ürünlerin, 556 sayılı KHK 48/a hükmüne göre davacının tescili alınmış ürün ile iltibas oluşturmadığı ve tasarım hakkına tecavüz fiilinin oluşturmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı adına tescilli faydalı modelden kaynaklanan haklara tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece uyulan dairemiz bozma ilamında, davaya konu kıyaslama yapılırken davacının dayandığı faydalı model belgesindeki istemler de dikkate alınmak suretiyle dava konusu kasa çekme makinesinin söz konusu istemlere ne şekilde tecavüzü suretiyle üretildiğinin açıklanması gerektiği belirtilmiştir.
Ancak; hükme esas alınan 31.07.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacının dava konusu 2010/02312 Y tescil numaralı faydalı modeli ile davalıya ait 2006/02519 Y tescil numaralı faydalı modeli karşılaştırılmıştır. Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği gibi tecavüz maddi vakıasına ilişkin değerlendirme yapılırken; davacının tescilli faydalı modelinin istemleri ile davalının fiili kullanımını gerçekleştirdiği makine ve onun özellikleri karşılaştırılarak, davalı kullanımının kendi tescilli faydalı modeli ile aynı olup olmadığı, tescil ettirdiği faydalı model istemlerini aşan kullanımı varsa bu kullanımın davacı modeline tecavüz edip etmediği açıklanmalıdır. Anılan bilirkişi raporunda ise dava konusu olmayan ve davalı adına tescilli faydalı model esas alınarak inceleme yapılmış, tescilli bu modelin, davalının dava konusu olan ve keşif mahallinde belirlenen makinalarla eşdeğer olup olmadığı da belirlenmemiştir. Bu bağlamda tecavüz iddiasına konu makinalar ile davacının tescilli faydalı modelinin istemlerini esas alan değerlendirme yapmaksızın hatalı değerlendirmeye dayalı ve Dairemiz bozma ilamını karşılamaz nitelikte hüküm kurulması doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile kararın davacı taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.