11. Hukuk Dairesi 2018/2715 E. , 2019/4343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kahta 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 22/01/2018 tarih ve 2016/885-2018/43 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin kendisine ait biçerdöver ile dava dışı..."a ait tarlalarda çalıştığı sırada biçerdöverin ön akis diyet tabir edilen parçasının kırılması nedeniyle arızalandığını, bölgede teknik servis olmadığından üretici firma ile irtibata geçtiğini, bu nedenle üretici firma yetkilisi...adına posta havalesi yoluyla 19.6.2012 tarihinde 200,00 TL yatırdığını, üretici firma tarafından aynı gün saat 14.00 sıralarında davalı şirketin Burdur Şubesi"ne müvekkile ulaştırılmak amacıyla arızalanan parçanın yenisinin teslim edildiğini, davalı şirket yetkililerince en geç 21.6.2012 tarihinde gönderinin müvekkiline ulaşacağı bilgisi verilmesine karşın bu tarihte teslimatın gerçekleştirilmeyip 1.7.2012 tarihinde gönderinin kaybolduğunun bildirildiğini, bunun üzerine müvekkilinin bizzat Diyarbakır"a giderek kırılan parçanın yenisini temin edip arızayı giderdiğini, ancak teslimatın yapılması gereken tarih ile biçerdöverin tekrar kullanılmaya başlanılabildiği 3.7.2012 tarihi arasında kullanılmama nedeniyle zarar oluştuğunu, zira bu süre zarfında müvekkilinin anlaşma yaptığı kişilerin tarlalarını başka kişilere biçtirmek zorunda kaldıklarını, müvekkilinin biçim yaptığı tarlalardan elde edilen samanlar karşılığı anlaşma yaptığını, işin yapılamaması nedeniyle zarar doğduğunu, bunun haricinde 200,00 TL"li havale ücreti ile Diyarbakır"a gidiş dönüş masrafı 100,00 TL olmak üzere 300,00 TL zararının da bulunduğunu, ileri sürerek şimdilik 300,00 TL"nin davalılardan tahsilini istemiş, 17.10.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah edip toplam 94.348,20 TL"nin dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının taraf sıfatının bulunmadığını, şubeye karşı husumet yöneltilemeyceğini, meydana gelen olayda davalının kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından takip edilmeyen davanın işlemden kaldırıldığı 3 aylık yasal süre içinde yenilenmediği gerekçesiyle HMK 150. maddesi uyarınca 17.01.2018 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında görülen taşınan emtianın kaybolması nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin davada, davacı tarafından takip edilmeyen davanın HMK 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilerek davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. 7. maddesi uyarınca 10.297,86 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret başlıklı 7. maddesi gereğince “davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” hükmü gereğince davalı yararına tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarda vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceğinden, mahkemece davalı yararına dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiş ise de, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı yararına takdir edilen vekalet ücreti yönünden HUMK 438/son maddesi uyarınca mahkeme kararının düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının 4. maddesinin karardan çıkartılarak, çıkartılan bu madde yerine “Davalı Aras Kargo Yurt İçi Yurt Dışı Taşıma A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,” ibaresinin hükme eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ BU HALİYLE ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.