Esas No: 1989/449
Karar No: 1989/1531
Karar Tarihi: 25.05.1989
Danıştay 3. Daire 1989/449 Esas 1989/1531 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, 1985 yılındaki ticari gelir vergisi mükellefiyetine rağmen o yıl ticari faaliyetinin olmadığını iddia etmiştir. Ancak Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından yapılan araştırma sonucunda ticari faaliyetin devam ettiği kabul edilmiştir. Bu nedenle, hayat standardı esasına göre yapılan tarhiyatta bir isabet görülmemiştir. Mahkeme kararı, temyiz istemine karşılık olarak davanın reddine karar vermiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 116.maddesi ve 3239 sayılı Kanunla eklenen ikinci fıkrası, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 160.maddesi.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 1531
Esas Yılı : 1989
Esas No : 449
Karar Tarihi : 25/05/989
FAALİYETİNİ SONA ERDİRDİĞİNİ BİLDİRMEYEN MÜKELLEFLERİN FAALİYETLERİNİN DEVAM ETTİĞİNİN KABULÜ NORMAL VE MUTAD OLUP, VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN DE MÜKELLEFİN TİCARİ FAALİYETİNİN BULUNUP BULUNMADIĞI KONUSUNDA TESBİT VE ARAŞTIRMA ZORUNLULUĞU OLMADIĞINDAN HAYAT STANDARDI ESASINA GÖRE YAPILAN TARHİYATIN TERKİNİNDE İSABET BULUNMADIĞI HK.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 116.maddesinin birinci fıkrasında, gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari ve mesleki kazanç sahiplerinin beyan ettikleri gelir (zarar beyan edilmesi hali dahil) … liraya (zirai kazanç sahipleri ile ikinci sınıf tacirler için … liraya) aşağıda belirtilen hayat standardı göstergelerine göre belilenen ilavelerin yapılmasından sonra bulunacak tutardan düşük oldu ğu takdirde bu şekilde tesbit olunan tutardan aynı kanunun 31.maddesin deki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktarın vergi tarhına esas alınacağı, 3239 sayılı Kanunla eklenen ikinci fıkrasında da, şu kadar ki ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin bu faaliyetleri dolayı sıyla hayat standardı esasına göre vergi tarhına esas alınacak gelirinin yukarıda yazılı tutarlardan aşağı alamıyacağı şeklinde hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Diğer taraftan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160.maddesinde, 153.maddede yazılı mükelleflerden işi bırakanların keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları açıklanmış olup, madde hükmüne göre mükelleflerin yapmakta oldukları ticari faaliyetlerinin sona erdiği hususunu vergi dairesine bildirmemeleri hali, söz konusu faaliyetin devam et mekte olduğuna karine teşkil edeceğinden ve olayda da mükellef tarafından 31.12.1985 günlü dilekçeyle faaliyetin sona erdiği bildirildiğinden bu tarihe kadar ticari faaliyetin devam ettiğinin kabulü zorunlu bulunmaktadır. Zira, faaliyetini sona erdiği bildirildiğinden bu tarihe kadar ticari faaliyetin devam ettiğinun kabulü zorunlu bulunmaktadır. Zira, faaliyetini sona erdirdiğini bildirmeyen mükelleflerin faaliyetlerinin devam ettiğinin kabulü noraml ve mutad olup, Vergi Dairesi Müdürlüğünün de mükellefin ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda tesbit ve araştırma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bu durumda, Vergi Mahkemesince, Davacının 1985 yılında ticari gelir vergisi mükellefi olmasına rağmen bu dönemde ticari faaliyetinin bulunmadığı, boş beyanname verip, 1985 yılı sonu itibariyle de işini terk ettiğini idareye bildirdiği, idarece ilgili yılda ticari faaliyeti bolup olmadığı yolunda yolunda bir tesbitin yapılmadığı gerekçesiyle hayat standardı esasına göre yapılan tarhiyatın terkininde isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile Vergi kararının bozulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.fıkrası uyarınca davanın reddine karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.