12. Hukuk Dairesi 2016/30532 E. , 2018/3699 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlular ... ve ... vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ileri sürülerek, keşide tarihindeki paraf imzaya ve borçlu ... yönünden de ayrıca cirosundaki imzasına itiraz edildiği, mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra alınan bilirkişi raporu doğrultusunda takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "Hükmün Kapsamı" başlıklı 297/1-c maddesinde; "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" hükmüne yer verilmiştir.
Bir mahkeme kararının gerekçesi o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 Sayılı HMK" nun 27. ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2011/6-18 Esas-2011/30 Karar sayılı, 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı kararları).
Yine, bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür (Hukuk Genel Kurulu" nun 18.10.2006 tarih ve 2006/11620 esas, 2006/659 karar sayılı kararı).
Somut olayda borçlular vekilinin 16.12.2013 tarihli itiraz dilekçesinde, borçlu ... yönünden sadece paraf imzasına itiraz olup, keşideci imzasına itiraz bulunmadığı gibi, senedin ... tarafından düzenlenerek diğer borçlu lehdar ...’e verildiği beyan edilmiştir. 23.06.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile paraf imzanın keşideci konumunda olan ...’a ait olduğu tespit edildiğinden, Dairemizin 13.04.2015 tarihli, 2015/7736 E.-9366 K. sayılı ilamında, kambiyo vasfına ilişkin şikayetin reddine karar verilerek, borçlu Sebahattin’in imza itirazının incelenmesi gerektiği gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
2004 sayılı İİK"nın 170/3. maddesine göre, imzaya itirazın kabulü halinde takip durur.
Mahkemece, 14.10.2015 tarihli celsede Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, bilirkişiden borçlu Sebahattin’in ciro imzası yanında, diğer borçlu Bülent’in imzalarının da incelendiği ve alınan rapora rağmen takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin takibin iptaline dair kararının, yukarıda açıklanan nitelikte bir yasal gerekçeyi içermediği gibi, Dairemiz bozma ilamına uyulması sonucu alınan bilirkişi raporunda, ciro imzasının borçlu ...’in eli ürünü olmadığı tespit edildiği halde, mahkemece keşideci imzasına itirazı olmayan diğer borçluyu da kapsar şekilde hüküm kurulmuştur.
O halde mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre, taleple bağlı kalınarak, paraf imzasının borçlu ...’a ait olması nedeni ile kambiyo vasfına yönelik şikayetin reddi ile ciro imzasının borçlu ...’a ait olmadığı tespit edildiğinden İİK’nın 170/3. maddesi uyarınca sadece borçlu Sebahattin yönünden imza itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve olaya uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.