Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/8549
Karar No: 2018/3696
Karar Tarihi: 26.04.2018

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/8549 Esas 2018/3696 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2018/8549 E.  ,  2018/3696 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Alacaklı tarafından başlatılan ilamın icrasına dayalı takipte, borçlu belediye vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, Belediyenin kamu hizmetinde kullandığı vergi, resim, harç niteliğinde olan ... TAŞ. nezdindenki hesabına haciz konulduğunu, 5393 sayılı Kanun"un 15. maddesi uyarınca haciz işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek, haczin kaldırılmasını talep ettiği; mahkemece aynı banka hesabına ilişkin olarak bir başka dosyadan alınan bilirkişi raporu doğrultusunda istemin kabulüne karar verildiği görülmektedir.
    5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinde; belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirlerinin haczedilemeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur.
    Ayrıca, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesinde; bu Kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu düzenlenmiştir.
    İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olanın alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir.
    Ayrıca, bir üst norm olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasa"nın 90/4. maddesi ile de; usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklerin düzenlendiği milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve uyuşmazlıklarda gözetilmesi gerektiği kuralına yer verilmiştir.
    Buna göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Nolu Protokol’ün 1. maddesinde; “…Her gerçek ve tüzel kişi, maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahiptir. Kamu yararı gerektirmedikçe ve Uluslararası Hukukun genel ilkeleri ile hukukun aradığı koşullara uyulmadıkça, bir kimse mülkiyetinden yoksun bırakılamaz…” denilmektedir. Ek protokol’ün mülkiyet hakkı ile ilgili 1. maddesi, Türkiye Büyük Millet Meclisince onanmış ve onaylayan yasada; “…Her hakiki veya hükmi şahıs malların
    masuniyetine (dokunulmazlığına) riayet edilmesi hakkına maliktir. Herhangi bir kimse ancak amme menfaati icabı olarak ve kanunun derpiş eylediği şartlar ve devletler hukukunun umumi prensipleri dahilinde mülkiyetinden mahrum edilebilir…” ilkelerine yer verilmiştir.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 16 Ocak 2007 tarih 31277/03 sayılı, Kuzu - Türkiye Davası hakkındaki kararında davacının lehine alınan yargı kararının altı yıldır uygulanmamasını, bir diğer anlatımla ilama konu borcun borçlu belediyece ödenmemesi nedeniyle, AİHM’nin AİHS’nin 6 § 1. ve Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddelerinin ihlal edildiği sonucuna vararak tazminata hükmetmiştir.
    Yine 17 Ocak 2006 tarih 13062/03 sayılı, Kranta - Türkiye Davası ve 18 EKİM 2005 tarih, 74405/01 sayılı Tütüncü ve Diğerleri - Türkiye Davası hakkındaki kararında da aynı sonuca varmıştır.
    Bütün bu açıklamalar ışığında, 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinin dar yorumlanması gerektiği sonucuna varılmalıdır. Maddede açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. Bu konuda ispat yükü ise borçluya düşmektedir. Bir diğer anlatımla, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediye ispatlamalıdır. Aksi halde şikayetin reddi gerekecektir.
    Haczedilmezlik şikayetine konu edilenin banka hesabı olması durumunda ise hesaptaki paraların niteliği belirlenmelidir. Tamamının haczi kabil olmayan paralardan oluşması halinde haczinin kabil olmayacağı tartışmasızdır. Ancak hesapta haczi kabil paraların da bulunması, bir diğer ifade ile haczi mümkün olmayan paralarla haczi kabil paraların aynı hesaba yatırılarak karıştırılması durumunda, havuz hesabı söz konusu olacaktır. Hesabın sürekli işlem görüyor olması ve sürekli yatan ve çekilen paraların bulunması karşısında kalan bakiyenin vergi, resim ve harç gelirinden mi yoksa haczi kabil paralardan mı oluştuğunun belirlenmesine imkan yoktur. Bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin iddiasını ispat imkanını kendisinin kaldırdığı sonucuna varılmalıdır. Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı tartışmasızdır.
    Böyle bir davranış AİHM’nin AİHS’nin 6 § 1. ve Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddelerinin ihlali sonucunu doğuracağı gibi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde de bulunmakla, hukukça korunamayacağı muhakkaktır. Buna göre borçlu belediyenin, hesaptaki paraların haczedilmezliğini ispatlayamadığının kabulü gerekecektir.
    Öte yandan borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir.
    Yine 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı ve İBKve HGK"nun 17.03.1954 tarih ve 3/40-49 sayılı kararı gereğince; her dava açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanır.
    Somut olayda; hükme esas alınan, mahkemenin 2016/20 Esas sayılı dosyasında aldırılan 09.05.2016 tarihli bilirkişi raporu ile şikayete konu hesabın Kırıkhan Belediyesi Encümen kararı ile kamuya tahsis edilmiş ve vergi, resim, harç niteliğinde pos hesabı olduğu belirtilmiştir. Ancak hesap ekstreleri incelendiğinde; 312090275 nolu iş yerinin "pos ve batchinin satış işlemleri" açıklaması dışında bir açıklama bulunmadığı ve anılan satış işlemlerinin neye ilişkin olduğunun denetlenemediği anlaşılmaktadır.
    O halde, mahkemece bilirkişi aracılığı ile gerektiğinde yerinde inceleme yapılarak, somut olaya göre haciz tarihi itibari ile hesabın vergi, resim, harç hesabı olup olmadığı açıkça ortaya konulması gerekirken, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi