Hukuk Genel Kurulu 2015/77 E. , 2015/1231 K.- CEZAİ ŞART ALACAĞININ TAHSİLİ İSTEMİ
- İLK KARARDA YER ALMAYAN YENİ BİR DİLEKÇE İLE DİRENME KARARI
- DİRENME KARARININ NİTELİĞİ
- BOZMA SONRASI KURULAN YENİ HÜKMÜN TEMYİZEN İNCELENMESİ GÖREVİ
- YARGI HİZMETLERİNİN HIZLANDIRILMASI AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (6217) Madde 30
- HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Geçici Madde 3
- HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 429
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.12.2012 gün ve 2010/292 E.-2012/474 K. sayılı karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 12.09.2013 gün ve 2013/6999 E.- 2013/13877 K. sayılı kararı ile;
(...Mahkemece bozma kararına uyularak, davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Karara esas alınan taraflar arasında imzalanmış bulunan sözleşmenin 7/b maddesinde; “…. iş bu anlaşmanın akdinden itibaren, Acenta pazarlama faaliyetine geçeceğinden ve anlaşma ile birlikte, uçak ve benzeri sözleşme ve taahhütlere gireceğinden, kanunda sayılan mucbir sebepler dışında Otel, bu anlaşmayı tek taraflı feshedemez ve Acentaya bu anlaşmayla ayırdığı odaları iptal edemez başkalarına satmaz. Aksi halde Otel Acenta’nın tüm zararlarını tazmin edeceğini kabul eder. Her türlü değişiklik Acenta ile Otel arasında yapılacak ek protokol ile gerçeklik kazanır. Otel sözleşmeye aykırı olarak Acentaya ayırdığı odaları iptal veya değiştirdiği takdirde, Otel Acentaya verdiği kontenjanın bir aylık tutarını cezayı şart olarak 7 gün içinde itirazsız Acentaya öder.” Hükmü bulunmakta olup alınan raporlar ve mahkemenin kabulünde otelin oda değişikliği veya oda iptalinin söz konusu olmadığı belirtilmiştir. Ne var ki, anılan sözleşme hükmünün tamamı incelendiğinde her türlü değişikliğin otel ile acenta arasında yapılacak ek protokol ile geçerlilik kazanacağı da yazılıdır.
Aynı sözleşmenin 3/a maddesinde ise; “...Her yolcunun faturası, yolcunun otelden ayrılmasından sonra kesilecek ve Acenta’nın eline geçmesinden sonra en geç 14 gün sonra TL olarak ödenecektir.” hükmü bulunmaktadır. Davacı yan, davalı otelin bu madde hükmüne aykırı olarak bedellerin girişten (3) gün önce ödenmesini talep ettiğini bildirip, buna ilişkin delillerini de dosyaya sunmuştur.
Bu durumda mahkemece sözleşmenin (3/a) maddesi ile (7/b) maddesi birlikte değerlendirilip, otelin tek yanlı olarak ve ek protokol düzenlenmeksizin ödemelerin yapılma zamanında yaptığı değişikliğin (7/b) maddesindeki “her türlü değişiklik” içerisine girip girmeyeceği üzerinde durulup, karar yerinde tartışılıp, gerekçeleri de gösterilmek suretiyle bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir...)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi).
Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda yerel mahkeme temyize konu kararında, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği “…sözleşmenin bütününe bakıldığından 7/b maddesinin sözleşmenin feshi veya oda değişikliğinden veya iptallerinden bahsettiği, sözleşmenin ödemeye ilişkin hükümlerinin tek taraflı değiştirilmesinin mümkün olmadığı, zira davalının tek taraflı irade açıklamasının geçerli olmayacağı, kaldı ki davacının bu davranışı nedeniyle sözleşmeyi feshetmeyerek uyması ve yine bu davranıştan dolayı bir zararının doğduğunu ortaya koyamaması nedeniyle sırf sözleşmedeki maddeye dayanarak cezai şart talep etmesi de iyiniyetli bir davranış olarak değerlendirilemez” şeklindeki gerekçeyle direnme olarak adlandırdığı kararı vermiştir.
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmeyen ve bozma kararında vurgulanan hususun değerlendirildiği yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 19.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 17.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.