17. Hukuk Dairesi 2016/9995 E. , 2019/4644 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 18/09/2009 tarihinde müvekkil ..."nun kullandığı araçla yanında eşi ..., kızı ... ve damadı ... ile seyir halinde iken, davalılardan ..."nın idaresindeki otobüs ile çarpışması sonucunda kaza meydana geldiğini, otobüsün mülkiyetinin davalı ..."e, işletmeciliğinin ise... Turizm Otobüs Firmasına ait olduğunu, kaza sonucunda araçta bulunan ..."nın vefat ettiğini, mirasçı olarak da annesi Hamide, babası ... ile eşi ..."nın kaldığını, yine kaza sonucu araçta bulunanlardan ..."nun da vefat ettiğini, mirasçıları ..., ... ve ..."nun kaldığını, kaza nedeniyle her iki muris yönünden cenaze giderleri yapıldığını, maddi zararlar oluştuğunu, kazanın meydana geldiği yolun sinyalizasyon sisteminin bozuk olduğunu, ceza dosyasında ve savcılık dosyasında alınan bilirkişi raporunda, kaza anında sinyalizasyon sisteminin arızalı olmasının kazanın oluşunda etkili olduğu belirtildiğinden 2918 sayılı Yasanın 7/a maddesi gereğince kaza yerinden sorumlu olan Karayolları 14. Bölge Müdürlüğünün de kusurunun bulunduğunu ifade ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ..."nın ölümü nedeniyle ... için 500,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, ... için 500,00 TL maddi, 20.000,00 TL. manevi, ... için 20.000,00 TL manevi, 500,00 TL maddi, muris ..."nun ölümü nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ... için 500,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, ... için 20.000,00 TL manevi, ... için 500,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .... vekili; davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; kazanın davacının kusuru nedeni ile meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkilinin kullandığı aracın sigortası tarafından zarar gören tarafa gerekli tazminat ödemelerinde bulunulduğunu, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminatın yüksek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile 5.065,53 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 18/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ..., ... ve Allianz Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’ya ödenmesine, 5.407,90 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 18/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ..., ... ve Allianz Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’ya ödenmesine, 32.921,02 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 18/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ..., ... ve Allianz Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’ya ödenmesine, 25.634,48 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 18/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ..., ... ve Allianz Sigorta A.Ş"den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’na ödenmesine, davacılardan ..."nun maddi tazminat talebinin reddine, davacıların maddi tazminata yönelik fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, sigorta şirketinin faize ilişkin sorumluluğunun kazanın kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren başlamasına, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ..., ... Turizm Otobüs İşletmeciliğinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’ya ödenmesine, 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ..., ...Turizm Otobüs İşletmeciliğinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’ya ödenmesine, 11.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ..., ...Turizm Otobüs İşletmeciliğinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’ya ödenmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ..., ...Turizm Otobüs İşletmeciliğinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’na ödenmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ..., ...Turizm Otobüs İşletmeciliğinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...’na ödenmesine, davacıların manevi tazminata yönelik fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, cenaze giderleri yönünden davanın kısmen kabulü ile 79,90 TL masrafın davalılar ...,...,...Turizm Otobüs İşletmeciliğinden alınarak, davacılar ... ve ..."ya ödenmesine, 79,90 TL masrafın davalılar ..., ...,...Turizm Otobüs İşletmeciliğinden alınarak, davacılar ... ve ... ve ..."na ödenmesine, davalılardan ... aleyhinde açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat ve Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (6098 sayılı TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ...’nün yol bakım ve onarımından sorumlu olduğunu belirterek dava açmış olup, davada hizmet kusuruna dayanılmıştır. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan kuruluşlar, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re"sen) dikkate alınması zorunludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 04.11.2015 tarih ve 2015/17-731, 2015/2366 K. sayılı kararı ile de; "davalının hizmet kusuruna dayalı zararın tazmini için açılan eldeki davanın tam yargı davası olması nedeniyle davada idari yargı mercileri görevli olduğundan yerel mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır." denilmek suretiyle hizmet kusuruna dayanılarak açılan davalarda idari yargının görevli olduğu belirtilmiştir.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde herhangi bir davanın o hukuk sistemine dahil yargı kollarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığa hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel koşullarından olup mahkemece re"sen dikkate alınması gereklidir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan ..., kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan dolayı açılan davaların, İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2. maddesi uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Esasen 2918 Sayılı KTK"nun hukuki sorumluluğa ilişkin 85. ve devamı maddelerinde araç işletenin sorumluluğu düzenlenmiş olup idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
Somut olayda; davacılar vekili, davalı ..."ne karşı hizmet kusuruna dayanarak işbu davayı açmıştır.
Bu durumda mahkemece, ..."ne karşı açılan davaya bakma görevi idari yargıya ait olduğundan, hizmet kusuruna dayanılarak davalı ... aleyhine açılan davanın tefrik edilerek, HMK 114 1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan, davalı ... yönü ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacılara geri verilmesine, 11/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.