Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8318
Karar No: 2015/7262
Karar Tarihi: 21.04.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/8318 Esas 2015/7262 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/8318 E.  ,  2015/7262 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İş Mahkemesi
    Dava Türü : Alacak





    Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davalı ... vekili Av... tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 21.04.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı ... vekili Av... geldi. Temyiz eden davacı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2. Davacı vekili, davacının 20.09.2008- 25.09.2012 tarihleri arasında çalıştığını, sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, ücret, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    4857 sayılı Yasanın 8 inci maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37 nci maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından özellikle ilgili meslek odasından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda, davacı 1800,00 TL ücret ile başhekim yardımcılığından kaynaklanan 1.000,00 TL ücret aldığını iddia etmiştir. Davacı tanıkları davacı iddiasını doğrulamışlardır. Davalı davacı ücretinin bordro karşılığı olduğunu savunmuştur. Yapılan emsal araştırmasına göre davacının 673-950 TL net ücret alabileceği belirlenmiştir. Mahkemece emsal ücret araştırması doğrultusunda davacının 950,00 TL net ücretle çalıştığının kabul edilmesi gerekirken sadece tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
    3. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, feshin haklı olup kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Somut olayda davacı dava dilekçesinde haftada 5 gün 08:30-20:30 cumartesi günleri 09:00-17:30 saatleri arasında ayda ortalama 7 gün ise 23:00’a kadar çalıştığını iddia etmiştir. Davalı haftada 5 gün 8:30-18:30 çalışıldığını, cumartesi ve pazar günleri çalışılmadığını savunmuştur.
    Davacı tanıklarından ... işyerinde 08.30’dan ayda 10 gün kadar saat 23.00’e kadar çalıştıklarının olduğunu, diğer günler 08.30-20.30 arası çalıştıklarını ifade etmiştir. Davacı tanığı ..., işyerinde 08.30-20.30 arası çalıştıklarını, bir ayda 7 ya da 10 gün kadar saat 23.00’e kadar çalıştıklarını, Pazar günleri çalışmadıklarını, ifade etmiştir.
    Davalı tanığı Tuğba Birinci, işyerinde Cumartesi günleri 09.30’dan saat 15.00-16.00’ya kadar çalıştıklarını, mesai saatlerinin 08.30-18.30 arası olduğunu, davacı da mesaiden sonra 3-4 gün en geç 22.00-22.30’a kadar kalmış olabileceğini, ama kendisinin görmediğini ifade etmiştir.
    Mahkemece, tanık anlatımları dikkate alındığında, davacının Pazar günleri dışında kalan 29 Ekim hariç diğer resmi tatil günlerinde çalıştığı, işyerinde hafta içleri 08.30-20.30 arasında 1,5 saat ara dinlenmesi yaparak 10,5 saat çalıştığı, Cumartesi günleri ise 09.30-15.00 arasında 5,5 saat çalıştığı, haftada 2 kez saat 23.00’e kadar çalıştığı, 23.00’e kadar çalıştığı günlerde 2 saat ara dinlenmesi yaptığı kabul edilerek 12,5 saat çalıştığı, bu itibarla davacının haftada 62 saat çalışarak 17 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiştir.
    Davacı ve davalı tanıkları taraf vekillerinin soruları üzerine işyerinde 18:00-18:30 sonrası işyerine alkollü içecek siparişleri verildiğini beyan etmişlerdir. Tanıkların ortalama beyanlarından davacının mesaisinin hafta içinde 08:30-18:30 saatleri arasında geçtiği kabul edilerek hesaplama yapılması dosya kapsamına göre yerinde olacaktır. Mahkemece bu yönde yeniden hesaplama yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
    Yapılacak iş, yukarıda açıklandığı şekilde inceleme yapılarak davacının ödenmemiş ücret ve fazla çalışma alacağının bulunup bulunmadığı belirlenerek davacının iş akdinin haklı nedenle feshedip etmediği tespit edilip çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 21.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi