Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2022/310
Karar No: 2022/1180
Karar Tarihi: 08.02.2022

Danıştay 6. Daire 2022/310 Esas 2022/1180 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/310 E.  ,  2022/1180 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2022/310
    Karar No : 2022/1180

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası … Şubesi
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
    VEKİLİ : Av. …

    MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : … Madencilik Seramik İnşaat Nakliyat Dış Ticaret A.Ş.
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: Balıkesir İli, Karesi İlçesi, … Mahallesinde davalı yanında müdahil şirket tarafından yapılması planlanan "RN:… Ruhsat Numaralı Sahaya Ait Gümüş - Kurşun - Çinko Maden Ocağı" projesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 17. maddesi uyarınca Balıkesir Valiliği tarafından verilen … tarih ve E-… sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporları ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararına konu madencilik projesinin, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği uyarınca belirlenen 25 hektardan büyük olma şartını sağlamadığı için anılan Yönetmelik'in EK-2 listesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği; bu nedenle söz konusu projenin, ÇED sürecine tabi olmadığı; öte yandan, uyuşmazlık konusu maden ocağı projesinin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğu; proje alanı ile ilgili mevcut aşama itibarıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli izin ve görüşlerin alındığı ve verilen taahhütlerin bilimsel/teknik verilere uygun olduğu; dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararının, 2872 sayılı Çevre Kanunu'na, bu kanuna dayanılarak çıkarılan ÇED Yönetmeliği'ne ve kamu yararına uygun olduğu, dolayısıyla dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kök bilirkişi raporunda projenin tarım ve hayvancılığa olumsuz etkileri olacağı ve proje alanındaki bitkisel toprak kalınlığının proje tanıtım dosyasında belirlenme şeklinde eksiklikler bulunduğunun belirtilmesine karşın, ek raporda, söz konusu olumsuz görüş aksine değerlendirmeler yapılmasının yerinde olmadığı; öte yandan, proje tanıtım dosyası hazırlanırken DSİ görüşünün alınmaması nedeniyle "ÇED Gerekli Değildir" kararının yetersiz verilere dayandığı şeklinde görüş bildirilmesine karşın, düzenlenen ek bilirkişi raporunda, dava konusu işlemin tesis edilmesinden sonra düzenlenen DSİ 25. Bölge Müdürlüğünün 26/07/2021 tarihli yazısı ile bildirilen değerlendirmelere göre bilirkişi görüşünde değişikliğe gidilmesinin mümkün olmadığı, dava devam ederken verilen DSİ görüşünün hukuka aykırı delil niteliğinde olduğundan dava dosyasından çıkartılması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : 1- Davalı idare tarafından; davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin, dava dilekçesinde ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile aynı olduğu, anılan iddia ve itirazların İdare Mahkemesince değerlendirildiği ve davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararının onanması gerektiği belirtilerek davacının temyiz isteminin reddedimesi gerektiği savunulmaktadır

    2- Davalı yanında müdahil tarafından; kök bilirkişi raporunda projenin uygulanacağı alanda herhangi bir gölet veya içme suyu havzasının bulunup bulunmadığı konusunda DSİ 25. Bölge Müdürlüğü görüşünün olmamasının eksiklik olduğu yolunda görüş bildirilmesi üzerine, DSİ'den temin edilen 26/07/2021 tarihli yazının değerlendirilmesi sonucu proje tanıtım dosyası sırasında DSİ görüşü alınmamış olmasının bir eksiklik olarak nitelendirilemeyeceğinin ortaya konulduğu, bu nedenle, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilerek davacının teymyiz isteminin reddedilmesi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye …'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinin yeterli olmaması nedeniyle maddi olay açıklığa kavuşturulmadığından bu aşamada temyiz isteminin esasının görüşülemeyeceği sonucuna varılarak, gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Balıkesir İli, Karesi İlçesi, … Mahallesinde davalı yanında müdahil şirket tarafından yapılması planlanan "RN:… Ruhsat Numaralı Sahaya Ait Gümüş - Kurşun - Çinko Maden Ocağı" projesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 17. maddesi uyarınca Balıkesir Valiliği tarafından verilen … tarih ve E-… sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı verilmiştir.
    Bunun üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
    25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 4. maddesinde; ''Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptanması üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı" olarak, "Çevresel Etki Gerekli Değildir Kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projelerin çevresel etkilerinin incelenerek, çevresel etkilerinin daha detaylı incelenmesi amacıyla Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanmasının gerektiğini belirten Bakanlık kararı" olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmelik'in 6. maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler için ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum ve kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdiklere taahhütlere uymakla yükümlüdürler... (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelere hiçbir teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez...' kuralına yer verilmiş olup; 7. maddesinde, Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler sayılmış, buna göre anılan Yönetmeliğin EK-1 listesinde yer alan projeler ile Seçme Eleme Kriterlerine tabi olup "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir" kararı verilen projeler için Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanmasının zorunlu olduğu; 15. maddesinde ise, Bu Yönetmeliğin EK-2 listesinde yer alan projeler ile kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi EK-2 listesinde belirtilen projelerin seçme, eleme kriterlerine tabi olduğu kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin bulunduğu çevrenin özelliklerine göre ve proje tanıtım dosyası ve ÇED raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları da dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi önemli bir gereklilik olmakla birlikte; böyle bir heyet tarafından hazırlanacak bilirkişi raporunun, dava konusu proje kapsamında öngörülen faaliyetin çevresel etkilerinin ve bu etkilerin minimize edilmesi için Proje Tanıtım Dosyası ya da ÇED Raporu içinde yer verilen önlemlerin yeterli olup olmadığının tespit edilerek değerlendirilmesi açısından, tarafları tatmin edici düzeyde hazırlanmasının da önemli bir gereklilik olduğu açıktır. Belirtilen hususların sağlanması, adil bir yargılama yapılması açısından önem arz etmektedir.
    Uyuşmazlığın çözümü için İdare Mahkemesince, Ziraat Yüksek Mühendisi Prof Dr. …, Çevre Yüksek Mühendisi Doç Dr. …, Biyolog Dr. …, Harita Yüksek Mühendisi …, Orman Mühendisi …, Jeoloji Mühendisi … ve Maden Yüksek Mühendisi …'den oluşan bilirkişi heyetine mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış, hazırlanan bilirkişi raporu kök raporunda özetle;
    - Mera geri dönüşüm projesi ve orman rehabilitasyon projesinin, ÇED aşamaları tamamlandıktan sonra yapılacağı, toprak koruma projesi hakkında İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce olumlu görüş verildiği, dolayısıyla anılan projenin ÇED aşaması tamamlandıktan sonra yapılmasında 2872 sayılı Çevre Kanunu'na aykırı bir durum bulunmadığı;
    - ÇED Yönetmeliği EK-2'de yer alan "Seçme, Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler Listesi'nin 49. maddesinde; "a) Madenlerin çıkarılması (Ek-1 listesinde ver almayanlar)" sayıldığı; uyuşmazlık konusu projeye ilişkin başvurunun Ek-2 listesinde yer alan şartlara göre hazırlandığı; anılan Yönetmelik EK-1 Listesi 27. maddesinde madencilik projeleri için öngörülen 25 hektardan büyük olmadığı anlaşılan dava konusu projenin EK-2 Listesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve ÇED sürecine tabi olmadığı;
    - Orman Kanununun 16. Maddesi Uygulama Yönetmeliğine göre, faaliyet alanı etrafında koruma ormanlarına ve 3 kapalı olarak nitelendirilen (kapalılığı %70 - %100 arasında) ormanların bulunması durumunda orman idaresi tarafından olumsuz görüş verilebileceği; ancak uyuşmazlık konusu proje alanında herhangi bir koruma orman ve 3 kapalı orman varlığının bulunmadığı, proje alanı yakınında bulunan bir kapalı ormana ulaşacak tozun en asgari indirilerek zararın en azda tutulacağının taahhüt edildiği;
    - Proje tanıtım dosyasında toz emisyonu ve atık bertarafı konusunda gerekli taahhütlerin verildiği,
    - 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırıması Hakkında Kanun'un 20. maddesine göre proje alanına 3 km yakınlıkta herhangi bir zeytin yetiştiriciliği yapılmadığı;
    - Proje alanı içerisinde ziraat arazilerinin otlak nitelikte olduğu, tarım yapılan yakın alanlarda ise çıkacak olan tozun en asgariye indirilerek zararın en az da tutulduğun taahhüt edildiği,
    - Araç geçişlerinin en yakın mahalle olan Naipli Mahallesi'nden geçmediği, nakliyenin Naipli Mahallesi'ne 650 metre uzaklıkta bulunan kavşak bağlantı yolundan yapıldığı, toz akışının sulama ve yağmurlama yöntemleriyle en asgariye indirilmesine ilişkin tedbirlere proje tanıtım dosyasında yer verildiği ve bu bağlamda mahallenin en az şekilde etkileneceği;
    - Hayvancılık Desteklemeleri Uygulama Tebliği'ne (Tebliğ No: 2020/32) göre, mevcut ve planlanan güzergah boyunca çevredeki mera alanlarının ve diğer tarım alanlarının, diğer flora ve faunanın çıkacak organik toz ve egzoz dumanından olumsuz etkilenmesinin muhtemel olduğu; bu durumun hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkileyebileceği; tek geçim kaynağı hayvancılık olan köylülerin bu durumdan ekonomik ve sosyal açıdan etkilenmesinin olası olduğu; proje tanıtım dosyasında bu konuların yeterince irdelenmediği;. dolayısıyla hayvancılığın, yapılması planlanan projeden etkilenme şekilleri ve bunun bertarafı konusunda inceleme yapılması gerektiği;
    - Bitkisel toprak kalınlığının, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün 15.05.2020 tarihli yazısı ve proje tanıtım dosyasında yer alan etüt raporunda 10-20 cm aralığında olduğunun ifade edildiği; proje tanıtım dosyasında açıklanan 10 cm kalınlığın ölçüm değerlerine göre ortalama kalınlık olduğu, toprak kalınlığının tam olarak belirtilmediği, rastgele veya sıralı noktalar halinde ölçümü yapılan bir kalınlık değeri oluşturulmadığı, dolayısıyla bu değerlerin proje tanıtım dosyasına sıralı veya rastgele ölçüm değerinin yazılarak ortalama alınması ve hesaplamaların buna göre yapılması gerektiği;
    - 29/6/2011 tarihli ve 645 sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 2 nci, 9 uncu ve 26 ncı maddelerine dayanılarak hazırlanan İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik'te belirtilen şartların bulunup bulunmadığı konusunda değerlendirme yapabilmenin, proje alanında herhangi bir baraj, gölet veya içme suyu havzası bulunup bulunmadığı bilgisine göre mümkün olabileceği, proje tanıtım dosyasında, projenin yapılmasının planlandığı alanda herhangi bir baraj, gölet veya içme suyu havzasının bulunmadığı belirtilmiş olsa da; DSİ Genel Müdürlüğü 25. Bölge Müdürlüğünden bu konuda herhangi resmi bir görüş alınmadığı; bu bağlamda uyuşmazlık konusu projenin, 1- Plan ve projesi mevcut olan baraj veya gölet gövdelerinin inşa edileceği alanlarda, 2- Mevcut baraj ve gölet yapılarının güvenliğini tehlikeye atacak mesafedeki alanlarda, 3- İşletmeye alınmış mevcut baraj ve göletlerin işletme rezervuar alanlarında, 4- Koruma alanları ilan edilen içme suyu temin maksatlı kuyu, pınar, kaynak, kaptaj, tünel, galeri vb. yapıların mutlak koruma alanlarında (50-100 m.) ve birinci derece koruma alanlarında, 5- İçme ve kullanma suyu mutlak ve kısa mesafeli koruma alanlarında, 6- Yer altı suyu işletme sahalarında kalıp kalmadığı hususlarında DSİ Genel Müdürlüğü 25. Bölge Müdürlüğünden görüş alınması gerektiği; alınacak görüşün, Orman Kanununun 16. Maddesi Uygulama Yönetmeliğine göre "orman izni" alınırken de şart olduğu, dolayısıyla alınacak görüşün belirtilen alanlarda kalmaması durumunda proje tanıtım dosyasına işlenmesi gerektiği, ancak belirtilen alanlarda herhangi bir plan proje rezervuar alanının varlığı durumunda ise ÇED sürecinin sonlandırılarak faaliyetin yapılmamasının gerektiği, bu bağlamda, DSİ tarafından belirtilen konuda verilmiş bir görüş veya bu konuya ilişkin bilgi ve belgelerin bulunmaması sebebiyle, maden ocağının çevresel etkilerinin değerlendirilmesinde su kaynaklarının durumu, nasıl etkileneceği ve alınması gereken önlemlere yönelik bir değerlendirme yapılamadığı, bu nedenle ilgili kurum (DSİ) görüşünün eksik olması nedeniyle “ÇED Gerekli Değildir” kararının yetersiz verilere dayanılarak verildiği yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
    Davalı Balıkesir Valiliği tarafından verilen ve 27/07/2021 tarihinde İdare Mahkemesi kaydına giren bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 25. Bölge Müdürlüğünün 26/07/2021 tarih ve 1415101 sayılı yazısında, uyuşmazlık konusu proje alanının incelendiği, söz konusu alanın plan ve projesi mevcut olan baraj veya gölet gövdelerinin inşa edileceği alanlarda, mevcut baraj ve gölet yapılarının güvenliğini tehlikeye atacak mesafedeki alanlarda, işletmeye alınmış mevcut baraj ve göletlerin işletme rezervuar alanlarında, koruma alanları ilan edilen içme suyu temin maksatlı kuyu, pınar, kaynak, kaptaj, tünel, galeri, vb. yapıların mutlak koruma alanlarında (50-100m) ve birinci derece koruma alanlarında, içme ve kullanma suyu mutlak ve kısa mesafeli koruma alanlarında ve yer altı suyu işletme sahalarında kalmadığının belirtildiği, bu nedenle maden ocağının çevresel etkilerinin değerlendirilmesinde su kaynaklarının durumu, nasıl etkileneceği ve alınması gereken önlemlere yönelik bir değerlendirme yapılamadığı, ilgili kurum görüşünün eksik olması nedeniyle “ÇED Gerekli Değildir” kararının yetersiz verilere dayanılarak verildiği yolundaki bilirkişi görüşünün yerinde olmadığına yönelik itirazlara yer verildiği, öte yandan "mevcut ve planlanan güzergah boyunca çevredeki mera alanlarının ve diğer tarım alanlarının, diğer flora ve faunanın çıkacak organik toz ve egzoz dumanından olumsuz etkilenmesinin muhtemel olduğu; bu durumun hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkileyebileceği; tek geçim kaynağı hayvancılık olan köylülerin bu durumdan ekonomik ve sosyal açıdan etkilenmesinin olası olduğu; proje tanıtım dosyasında bu konuların yeterince irdelenmediği; dolayısıyla hayvancılığın, yapılması planlanan projeden etkilenme şekilleri ve bunun bertarafı konusunda inceleme yapılması gerektiği"; ayrıca "bitkisel toprak kalınlığının İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün 15.05.2020 tarihli yazısı ve proje tanıtım dosyasında yer alan etüt raporunda 10-20 cm aralığında olduğunun ifade edildiği; proje tanıtım dosyasında açıklanan 10 cm kalınlığın ölçüm değerlerine göre ortalama kalınlık olduğu, toprak kalınlığının tam olarak belirtilmediği, rastgele veya sıralı noktalar halinde ölçümü yapılan bir kalınlık değeri oluşturulmadığı, dolayısıyla bu değerlerin proje tanıtım dosyasına sıralı veya rastgele ölçüm değerinin yazılarak ortalama alınması ve hesaplamaların buna göre yapılması gerektiği" şeklindeki bilirkişi görüşlerine davalı ve davalı yanında müdahil tarafından yapılan itirazların açıklığa kavuşturulması amacıyla Balıkesir 1. İdare Mahkemesinin 16/09/2021 tarih ve E:2020/982 sayılı ara kararı ile ek bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, bu kapsamda aynı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek bilirkişi raporunda ise özetle;
    -Proje tanıtım dosyasında belirtildiği gibi 10 cm toprak kalınlığı yerine, 20 cm alınması durumunda 24 ha'lık bir alanda bulunan toprak örtüsünün 4800 m3 ve 7680 ton olacağı; sıyrılacak toprak katmanının ortalama olarak 15 cm alınması durumunda ise, bu değerlerin sırasıyla 3600 m3 ve 5760 ton olacağı, bu nedenle, son derece zor koşullarda oluşan nebati toprağın doğru bir şekilde muhafazası açısından bu konuya kök raporda dikkat çekildiği; toprak derinliğinin doğru bir biçimde tespitinin bu yönüyle önem arz ettiği; bu durumun, depolanacak toprak kapasitesini ve depolama alanını da etkileyeceği; diğer taraftan, madencilik, sanayi ve şehirleşme baskısı altında tarım topraklarının her geçen gün azaldığı ve nüfus artışına bağlı olarak gıda ihtiyacının da orantılı olarak artmakta olduğu; proje özelinde de özellikle hayvancılık yapılan bir bölgede çoğunlukla otlak-mera olarak değerlendirilen 24 ha'lık bir alanın tarım ve hayvancılık dışı amaca hizmet edeceği; ayrıca madencilik faaliyetleri esnasında oluşacak trafik yoğunluğuna bağlı olarak proje alanı çevresinde tozumanın meydana gelmesinin riskli olduğu; bitkilerin ve hayvanların bu durumdan olumsuz olarak etkilenme durumunun kök raporda ayrıntılı olarak belirtildiği; yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, her ne kadar projenin çevre üzerindeki [bilhassa hayvancılık, tarım (toprak)] muhtemel olumsuz etkileri olsa da; sıyrılacak toprak derinliğinin dikkatli bir biçimde belirlenmesi ile mevcut toprağın korunması sağlanabileceğinden; konuyla ilgili kurum ve kuruluşların olumlu görüşleri ve gerekli izinlerin dikkate alınması, proje alanında toz oluşumunun engellenebilmesi için söz konusu alanın proje tanıtım dosyasında belirtildiği üzere "malzeme üstü naylon branda" ile kapatılacağı, ilgili alanlar ve yakın çevresinin düzenli olarak sulanacağı, taşıyıcıların üzerinin branda ile kapatılacağı, araç seyir hızlarının yavaş olacağı (azami 40 km), yolların sürekli nemlendirileceği, kamyonların gidiş-gelişleri esnasında yolun tozumasını önlemek amacıyla yolda ve ocak sahasında spreyleme yapılacağı, spreyleme için gerekli su miktarının mevsime ve spreyleme yapılan suyun buharlaşma hızına göre değişeceği, yükleme ve boşaltma yapılırken savurma yapılmadan ve yavaş bir şekilde yükleme ve boşaltma yapılacağı, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğinde öngörülen hususlara ve limitlere uyulacağı taahhütlerinin yerine getirilmesi ile projenin hayvancılık ve tarım (toprak) üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğu;
    - 26.07.2021 tarih ve 1415101 sayılı DSİ 25. Bölge Müdürlüğü görüş yazısına göre; “söz konusu alan, plan ve projesi mevcut olan baraj ve gölet gövdelerinin inşa edileceği alanlarda işletmeye alınmış mevcut baraj ve göletlerin işletme rezervuar alanlarında, koruma alanları ilan edilen içme suyu temin maksatlı kuyu, pınar, kaptaj, tünel, galeri vb. yapıların mutlak ve kısa mesafeli koruma alanlarında ve yeraltı suyu işletme sahalarında kalmamaktadır." ibaresi çerçevesinde, bilirkişi heyetince tekrar yapılan değerlendirme sonucunda; yapılacak açık işletme sırasında yeraltı suyu taban kotunun üstünde belirli bir koruma sağlanması, bu kotun altında hiçbir faaliyet yapılmaması, patlatma yapılması durumunda, tespit edilen veya işletme sırasında tespit edilecek en yakın su kaynağı ve yerleşim birimlerine zarar vermeyecek şekilde planlanması ve bunun faaliyet öncesi titreşim testleri ile kontrolünün sağlanarak uygun bir patlatma paterni düzenlenmesi hususlarına azami dikkat edilmesi halinde, uyuşmazlık konusu ruhsat sahası ve çevresinde herhangi bir su yapısının planlanmamış olması, mevcut yeraltı suyunu etkileyebilecek herhangi bir kaynak boşalımının bulunmaması nedeniyle, ruhsat sahasında yapılacak açık ve kapalı işletmenin oluşabilecek olumsuz etkilerinin, ilgili meri mevzuatta belirtilen önlemeye yönelik tedbirlerin alınması halinde ruhsat alanında işletme faaliyetleri yapılmasında herhangi bir sakınca oluşturmayacağı, bu bağlamda projenin çevre üzerindeki [bilhassa hayvancılık, tarım (toprak) ve su kaynakları üzerindeki] muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğu;
    - Hayvancılık yapılan alanlarda özellikle mera-otlak alanlarında bir daralma yaşanacağı ve 24 ha'lık arazinin bir daha uzun yıllar tarım yapılamayacak duruma geleceği; madencilik faaliyetleri sonucunda ve oluşacak trafik yoğunluğuna bağlı olarak proje alanı ve yakın çevresinde toz ve gürültü kirliliğine neden olabileceği, bu konularla ilgili olarak doğrudan tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile ilişkilendirilmeden proje tanıtım dosyasında öngörülerde bulunulduğu ve alınacak önlemlere yer verildiği; proje tanıtım dosyasında, "Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün 2055337 sayılı yazısına istinaden, 5403 sayılı Kanun'un 13. maddesi gereğince faaliyet alanının çevresindeki tarım arazilerinin ve tarımsal faaliyetlerin zarar görmemesi için gerekli tedbirler alınarak ve 21.07.2020 onay tarihli Toprak Koruma Projesine uyulacak, 5403 sayılı Kanun'un 13. maddesi ile 09.12.2017 tarih ve 30265 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Planlanmasına Dair Yönetmelik'in 12. maddesinin 8. fıkrası hükümlerine uyulacağı" "5403 sayılı Kanun'un 13. maddesi kapsamında verilen izinlerin, yalnızca talep edilen amaç doğrultusunda kullanılacağı, farklı bir amaçla kullanılmak istenilmesi durumunda Kanun kapsamındaki hükümlere uyulacağı, Balıkesir İli, Karesi İlçesi, Naipli Mahallesi, 713 no'lu parsel ile Kalaycılar Mahallesi, 1675 no'lu parsellerin mera vasfında olmaları sebebiyle 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında tahsis amacı değişikliği yapılacağı"na ilişkin taahhütlerde bulunulduğu; proje alanı ile ilgili mevcut aşama itibarıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli izin ve görüşlerin alındığı; bu kapsamda verilen taahhütlerin bilimsel/teknik verilere uygun olduğu;
    - Sonuç olarak, dava konusu "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının, 2872 sayılı Çevre Kanunu'na, bu kanuna dayanılarak çıkartılan ÇED Yönetmeliği'ne ve kamu yararına teknik açıdan uygun olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmektedir.
    Bu durumda; hükme esas alınan bilirkişi kök raporunda, dava konusu işleme dayanak proje tanıtım dosyasında, maden ocağının çevresel etkilerinin değerlendirilmesinde, su kaynaklarının durumu, nasıl etkileneceği ve alınması gereken önlemlere yönelik bir değerlendirme yapılamadığı, bu nedenle ilgili kurum olan DSİ görüşünün eksik olması nedeniyle “ÇED Gerekli Değildir” kararının yetersiz verilere dayanılarak verildiği yolunda görüş verilmesi sonrasında, bilirkişi heyetinin söz konusu görüşünden rücu etmesinin gerekçesinin, … tarih ve … sayılı DSİ 25. Bölge Müdürlüğü görüş yazısında belirtilen bilgilere dayandığı görülmekle birlikte; anılan kök raporda yer alan "mevcut ve planlanan güzergah boyunca çevredeki mera alanlarının ve diğer tarım alanlarının, diğer flora ve faunanın çıkacak organik toz ve egzoz dumanından olumsuz etkilenmesinin muhtemel olduğu; bu durumun hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkileyebileceği; tek geçim kaynağı hayvancılık olan köylülerin bu durumdan ekonomik ve sosyal açıdan etkilenmesinin olası olduğu; proje tanıtım dosyasında bu konuların yeterince irdelenmediği; dolayısıyla hayvancılığın, yapılması planlanan projeden etkilenme şekilleri ve bunun bertarafı konusunda inceleme yapılması gerektiği" yolunda bildirilen görüşten ek bilirkişi raporunda vazgeçildiği, bunun gerekçesi olarak ise, proje tanıtım dosyasında belirtilen konularda verilen taahhütlerin yeterli olmasına ve ilgili kamu ve kuruluşlarından gerekli izin ve görüşlerin alınmış olmasının belirtildiği; öte yandan gerek kök, gerekse ek bilirkişi raporunun yukarıda belirtilen değerlendirmelerin yapıldığı kısmında da, proje tanıtım dosyasında verilmiş taahhütlerin yeterli ve gerçekçi olup olmadığı hususunda kanaat oluşturacak proje alanında yapılmış gözlem ve incelemelere dayalı somut ve teknik tespitlere yer verilmediği, projenin tarım ve hayvancılığa olası olumsuz etkileri ve bu kapsamdaki olumsuz etkileri en aza indirmek için alınan tedbirler ve yapılan taahhütlerin bilimsel ve teknik açıdan yeterliliğinin bilirkişi heyetince detaylı biçimde incelenmediği görülmekte olup; söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığı ve çelişkili değerlendirmeler içerdiği sonucuna varılmıştır.
    Bu itibarla; uyuşmazlığın tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi için yukarıda yer verilen hususlar ile tarafların iddiaları, projenin yeri, nitelikleri ve proje tanıtım dosyasını hazırlayanların uzmanlık alanları da dikkate alınarak, dava konusu "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararına konu faaliyetin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığının araştırılması amacıyla, aralarında çevre mühendisi, maden mühendisi, ziraat mühendisi, jeoloji mühendisi, flora ve fauna konusunda uzman biyolog olmak üzere, gerekirse başka dallardan öğretim elemanlarına da yer verilmek suretiyle, projenin bulunduğu çevrenin özelliğine göre konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyeti ile mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bunun sonucunda yukarıda yer verilen değerlendirmeler de dikkate alınarak düzenlenecek raporun incelenmesi suretiyle yeniden karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamıştır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
    2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 08/02/2022 tarihinde, usulde ve esasta oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY (X) :
    Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan İdare Mahkemesi kararın onanması gerektiği düşüncesiyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi