7. Hukuk Dairesi 2015/8303 E. , 2015/7253 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davacı ... vekili Av... tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 21.04.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davacı ... vekili Av... ve davalı .... vekili Av... geldi. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının 18.08.2006-10.01.2012 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretlerinin ödenerek ibraname imzalatıldığını, ancak ikramiye alacakları ile iki yıllık izin ücreti alacağının ödenmediğini, iddia ederek ikramiye ve yıllık izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının 10.01.2012 tarihinde iş akdi feshedildikten sonra düzenlenen 25.01.2012 tarihli ibranamenin makbuz niteliğinde olduğu, buna göre davacının hak ettiği 70 günlük yıllık iznini hiç kullanmadığı, iş akdinin feshi sonucunda da hak ettiği yıllık izin ücretinin sadece 42 günlük bölümünün ücretini aldığı kabul edilerek davacının bakiye 28 günlük izin ücreti alacaklısı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen karar verilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59"uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
4857 sayılı Kanunun 54"üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz.
Somut olayda davacının iş sözleşmesi 10.01.2012 tarihinde sona ermiştir. Fesih tarihinden sonra 25.01.2012 tarihinde davacı tarafından imzalanan ibranamede “kullanılmayan ve ücreti alınmayan bakiye 42 günlük yılık izin ücreti alacağımı 19.575,11 TL brüt olarak İzmir Akbank Güzelyalı Şubesindeki 67577 nolu banka hesabına yatırılması suretiyle aldım. Yıllık izin ücretinden dolayı başka alacağım kalmamıştır” şeklinde açıklama bulunduğu, davacının devam eden paragraflarda ibranamede, çalışmaya başladığı günden bugüne kadar olan yıllık izin alacaklarını aldığını da beyan ettiği görülmektedir. Fesih tarihinden sonra düzenlenen ibranamede davacının yıllık izin konusunda kullanılmayan bakiye 42 gün süreden bahsetmesi ve devam eden paragrafta işe başladığı günden bugüne kadar yıllık izin ücretlerini aldığını belirtmesi ve ihtirazi kayıt koymaması karşısında artık ibranamenin yıllık izin açısından makbuz niteliğinde olduğunun kabulü mümkün değildir. Yıllık izin alacağı talebinin reddi gerektiği dikkate alınmadan kabulü hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 21.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.