Esas No: 2016/518
Karar No: 2022/302
Karar Tarihi: 08.02.2022
Danıştay 13. Daire 2016/518 Esas 2022/302 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2016/518 E. , 2022/302 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/518
Karar No:2022/302
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Milli Savunma Bakanlığı Bursa Tedarik Bölge Başkanlığı'nca gerçekleştirilen, 19/04/2012 ve 14/06/2012 tarihlerinde sözleşmeleri imzalanan mal alım ihalelerinde, davacının vekâleten işlerini yürüten kişinin ihale sürecinde yasak fiil ve davranışlarda bulunduğu tespit edildiğinden bahisle tesis edilen Milli Savunma Bakanlığı Bursa Tedarik Bölge Başkanlığı'nın 14/11/2012 tarihli işleminin sözleşmeye ilişkin olarak yatırılan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı kadar cezanın tahsil edilerek Hazineye irad kaydedilmesine ve davacı hakkında 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 25/(b) maddesine istinaden 26. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmının iptali ile hak edişlerden kesilen kesin teminat ve ek kesin teminat miktarı tutarı olan 84.696,00-TL cezanın kesinti yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; dava konusu işlemin tesis edilme sebebinin, ihale süreçlerinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na göre yasak olan eylemde (sahte belge düzenlemek ve kullanmak) bulunulduğunun sözleşmeler yapıldıktan sonra tespit edilmesi olduğu, bu durumun uyuşmazlık konusu bağlamında gerçekleştiğinin ise açık olduğu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre de suç teşkil eden bu eylemin, davacıya vekaleten ihale süreçlerini yöneten .... isimli kişi tarafından yapıldığı, ...Ağır Ceza Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı mahkumiyet kararı ile hukuken sabit olduğu anlaşıldığından, yatırılan kesin teminat ve varsa ek kesin teminat tutarı kadar kesinti yapılması yolundaki dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkemenin, hukukun genel prensiplerinden suçta ve cezada şahsilik ilkesine aykırı karar verdiği, .... Ağır Ceza Mahkemesi'nin E:...sayılı dosyasında .... isimli şahsın damga vergisi dekontlarında tahrifat yaptığının belirlendiği ve resmi evrakta sahtecilik ile nitelikli dolandırıcılık suçlarından ilgili şahsın mahkûmiyetine karar verildiği, Mahkemece eksik bırakılan hususun, S.E. isimli şahsın belirli süreli vekaletnamelerle firmalar adına ihalelere girdiği, kazanılan ihale üzerinden komisyon aldığı, özetle ilgili şahsın kendilerinin bizzat yöneticisi, ortağı veya çalışanı olmadığı, ceza dosyasının incelenmesinden, kendilerine karşı bir suç isnadında bulunulmadığı ve haklarında herhangi bir hüküm kurulmadığı, bu bağlamda anılan fiilin kendilerinin etki ve tesiriyle yapıldığı sonucuna varılamayacağı, aynı konuda .... İdare Mahkemesi'nin E:...sayılı dosyasında verdiği kararda izah edilen hususların da değerlendirmeye alındığı ve davaya konu 14/11/2012 tarihli işlemle aynı tarihte tesis edilen benzer cezanın hukuka uygun olmadığı sonucuna varıldığı, Anayasa'nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında "ceza sorumluluğu şahsidir" hükmünün yer aldığı, cezaların şahsiliğiyle amaçlananın, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmaması ve kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulmaması olduğu, maddede idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezalarının da bu maddede öngörülen ilkelere tâbi olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, isteklilerce, sözleşmenin yapılması için harç tutarlarının doğru yatırılıp yatırılmadığına dair kontrolün yapılması gerektiği, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun 3. maddesinde resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişiler öder düzenlemesi bulunduğu, değerlendirmeyi yapan idarenin, yüklenicinin tesis ettiği işlemde basiretli tacir gibi davranmayarak idareye gerçeğe aykırı belge sunması ve ihale sürecini etkileyecek davranışta bulunmasından dolayı davacı tarafın kusurlu bulunduğu, davacı tarafın bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek gerçeğe aykırı belge sunmakla ihale sürecini etkileyecek davranışlarda bulunarak idareyi yanılttığı, bu nedenle davranışın 4735 sayılı Kanun'un 25. maddesinde belirtilen yasak fiil ve davranışlar kapsamında değerlendirildiği, belgelerin yüklenici veya vekili tarafından idareye teslim edilmediği sürece sözleşmenin akde bağlanamayacağı, dolayısıyla sözleşme hukukunun doğmayacağı dikkate alındığında yapılan tespite istinaden belgeler üzerindeki hukuki sorumluluğu yüklenicilerin taşıdığı, idarelere teslim edilen belgelerdeki uyumsuzluk bizzat idarece tespit edildiğinden, sözleşmenin tarafı olarak idareye karşı belgelerin muhatabının da yüklenicilerin bizzat kendileri olduğu, sahte belgelerin yüklenici vekili S.E. tarafından düzenlendiğinin Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla sabit olduğu, davacı şirket tarafından vekil tayin edilen şahsın şirket adına ihalelere girme gibi geniş yetkilerle donatılmış olduğu dikkate alındğında, TTK m.18 uyarınca basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacının, vekilinin 3. kişilerle yapmış olduğu iş ve işlemlerden de bizzat sorumlu olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.