17. Ceza Dairesi 2019/2461 E. , 2019/12569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. TCK"nun 145. maddesinin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; sanığın, müşteki beyanına göre 30,00 TL değerinde sigaraları çalması karşısında; sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması karşısında TCK"nun 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Müştekiden zararının giderilip giderilmediği sorulmadan ve gerekçede zararın ne şekilde giderildiği açıklanmadan sanık hakkında TCK"nun 168. maddesinin uygulanması,
3-Etkin pişmanlık nedeni ile uygulama yapılırken uygulama maddesinin TCK"nun 168/2 yerine, 168/1 olarak yanlış yazılması,
4-Sanığa ait adli sicil kaydında yazılı olan ve tekerrüre esas alınan Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/508 Esas ve 2014/229 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçun, 5237 sayılı TCK"nun 141/1. maddesinde yazılı hırsızlık suçuna ait olduğu ve CMK"nun 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmış ise de; sanığın adli sicil kaydında yer alan Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.10.2013 tarih, 2013/564 Esas ve 2013/684 Karar sayılı ilamı ile verilen 10 ay hapis cezası ilamının 12.11.2013 tarihinde kesinleştiği, bu ilamın tekerürre esas alınan ilamdan daha ağır cezayı içeren bir ilam olması nedeniyle bu ilamın tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 16.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.