Esas No: 2019/18298
Karar No: 2022/1200
Karar Tarihi: 08.02.2022
Danıştay 6. Daire 2019/18298 Esas 2022/1200 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/18298 E. , 2022/1200 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/18298
Karar No : 2022/1200
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (DAVACI) ...
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- …. Belediye Başkanlığı
2- …
İSTEMİN ÖZETİ : Davacıya ait, eski tapu bilgilerine göre; İstanbul ili, Çatalça ilçesi, Büyükçekmece Bucağı, …. Köyü, … pafta, …. sayılı parselde yer alan tarla vasıflı 2.480,00m² büyüklüğündeki taşınmazın; 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun 10. Maddesini (c) bendi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucunda 1.150,00m²'lik kısmına hukuka aykırı olarak el konulduğundan bahisle uğranıldığı öne sürülen zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00-TL (ıslah edilmiş haliyle 921.039,11-TL) tazminatın, kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın kabulü yolunda … İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…., K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…., K:… sayılı kararın, taraflarca usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
DAVALI İDARENİN SAVUNMASININ ÖZETİ : Davacının temyiz isteminin usul ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla reddi gerektiği savunulmaktadır.
DAVACININ SAVUNMASININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ….'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararların başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği, 48. maddesinin 3. fıkrasında da; temyiz dilekçelerinin, ilgisine göre karar veren mahkemeye, Danıştaya veya 4. maddede belirtilen mercilere verileceği ve kararı veren mahkeme veya Danıştayca karşı tarafa tebliğ edileceği, karşı tarafın tebliğ tarihi izleyen otuz gün içinde cevap verebileceği, cevap verenin, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde temyiz isteminde bulunabileceği, bu takdirde bu dilekçelerin temyiz dilekçesi yerine geçeceği, hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davalı idare tarafından … Bölge İdare Mahkemesinin …. tarihli, E:…, K:… sayılı kararına karşı ilk olarak 18/06/2019 tarihinde temyiz yoluna başvurulduğu, Bölge İdare Mahkemesince, temyize konu kararın 16/05/2019 tarihinde davalı idare vekiline tebliğ edildiği, söz konusu karara karşı temyiz başvurusunun en geç 30 günlük yasal sürenin sona erdiği (haftasonu tatil süresi de dikkate alınarak) 17/06/2019 tarihine kadar yapılması gerekirken, bu tarih geçirildikten sonra 18/06/2019 tarihinde kayıtlara girdiği gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verildiği, ancak daha sonraki süreçte, davalı idarenin, davacının temyiz dilekçesi üzerine savunma süresi içinde (Tebliğ tarihinde itibaren 30 gün içinde) katılma yoluyla temyiz isteminde bulunduğu anlaşıldığından, yukarıda yer verilen Kanun maddesi uyarınca davalının temyiz isteminin de incelenmesi gerektiğinden, … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … gün ve Temyiz No: … sayılı, süre aşımı nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin kararı kaldırıldıktan sonra tarafların temyiz istemleri incelendi:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen …. tarihli, E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, tarafların temyiz istemlerinin reddine, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 08/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Dosyanın incelenmesinden; davacının "İstanbul ili, Çatalça ilçesi, … Bucağı, … Köyü, … pafta, …. sayılı parselde" yer alan 2.480,00 metrekare büyüklüğünde tarla vasfında taşınmazın maliki olduğu, bu taşınmazın 2981 sayılı Kanunun 10. maddesinin (c) bendi uyarınca imar uygulamalarına tabi tutulması neticesinde, 622,58 metrekaresi DOP olarak kesildikten sonra, davacıya başka bir yerden imarlı toplam 1364,58 metrekare taşınmaz verildiği, geriye kalan 492,84 metrekarenin ise hiç tahsis edilmediği, davanın da, davacının sahip olduğu 2.480,00 metrekarenin, 1364,58 metrekareye düşmesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle açıldığı görülmektedir.
Olayda davacı tarafından hukuka aykırı imar uygulaması sonucunda 2480 m2 toplam hissesine karşılık % 25,1040 oranında 622,58 m2 düzenleme ortaklık payı kesildiği, 492,84 m2 hissesinin de zayi olduğu iddia edilerek toplam (622,58 m2 + 492,84 =) 1150 m2 hissesinin karşılığı tutarın tazminat olarak ödenmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Bilirkişi tarafından davacıya ait toplam 2490 m2 hissesine karşılık düzenleme ortaklık payının uygulamada % 20.1040 olarak uygulandığı, 622,58 m2 için davacının hakkı bulunmadığı, geriye kalan 492,84 m2 için sahibinden.com isimli internet sayfasındaki ilanlara bakıldığında dava tarihi itibariyle 921,039,11 TL tutarın uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Ancak taşınmazların toplamı üzerinden düzenleme ortaklık payı oranı uygulanarak düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra net 492,84 m2 alanın davacıya verilmeyerek zayi edildiği dikkate alındığında, davacının gerçek zayi alanının 492,84 m2 ve buna ilave olarak bu net alan için kesilen düzenleme ortaklık payı miktarı kadar alanın ilave edilmesi ile hesaplanması adalete ve hakkaniyete uygun olacaktır. Çünkü davacıya ait toplam alan üzerinden düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra geriye kalan tutarın net imar parseline dönüşmesi gerekirken davacının mülkiyet hakkı yok edilmiştir.
Bu durumda hukuka aykırı imar uygulaması sonucunda davacının gerçek kaybının eksik hesaplandığı, uğranılan m2 kaybının gerçek değerler üzerinden hesaplanmadığı ve bu durumun hem davacı hem davalı açısından esasa etkili olduğu anlaşıldığından, temyize konu İdari Dava Dairesi Kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına karşıyım.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.