Abaküs Yazılım
9. Daire
Esas No: 2021/3552
Karar No: 2022/281
Karar Tarihi: 08.02.2022

Danıştay 9. Daire 2021/3552 Esas 2022/281 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/3552 E.  ,  2022/281 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DOKUZUNCU DAİRE
    Esas No : 2021/3552
    Karar No : 2022/281


    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Elektronik San. ve Tic. A.Ş.
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: Davacının uhdesinde kalan "Fatih Projesi Kapsamında 3657 Ortaöğretim Okuluna Bilgi Teknoloji Malzemelerinin Satın Alınması İşi"ne ait sözleşme nedeniyle ... Noterliğine ödenen damga vergisi ile noter harcının iadesi istemine yönelik düzeltme-şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine, iade edilecek tutar için, 19/09/2013 tarihli düzeltme başvurusundan itibaren 213 sayılı Kanun'un 112/4. maddesi uyarınca tecil faizi hesaplanıp ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddi yönündeki işlemin iptali ve hesaplanan 273.911,06TL'lik tecil faizinin, davalı idarece faiz isteminin zımnen reddedildiği 28/04/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun uyarınca hesaplanan yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Dokuzuncu Dairesince, davacıya iade edilen tutar için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112/4. maddesi uyarınca tecil faizi ödenmesi gerektiği ve iade alacağına tecil faizi oranı uygulanıp hesaplanan 273.911,06 TL için davalı idarenin zımni ret tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'a göre yasal faiz istemi hakkında hüküm kurulmadığı gerekçesiyle verilen kısmen bozma kararına uyarak dosyanın yeniden incelemesi suretiyle; davacı şirketin iadesine hükmedilen damga vergisi ve noter harcından bir müddet mahrum kaldığı açık olduğundan, davacı şirketin talebi doğrultusunda düzeltme başvuru tarihi olan 19/09/2013 tarihinden, iadesine hükmedilen tutarın tecil faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun zımnen ret tarihi olan 28/04/2015 tarihine kadar olan süre için 213 sayılı Kanun'un 112/4. maddesi uyarınca hesaplanan 273.910,59 TL tutarındaki tecil faizinin davacı şirkete ödenmesi gerektiği; hesaplanan 273.910,59-TL tecil faizi için davalı idarenin zımni ret tarihinden (28/04/2015) itibaren 3095 sayılı Kanun'a göre yasal faiz istemine ilişkin olarak ise; gerek Anayasa Mahkemesince gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince, faizin amacının, paranın sahibinden başkası tarafından kullanılmasının sahibine vermiş olduğu zararın giderilmesi olan "tazminat" olarak nitelendirildiği, davacıya, haksız olarak tahsil edilen vergi nedeniyle ödenmesi gereken faizin de tazminat niteliğine büründüğü, bu tazminatın davacıya geç ödenmesinin ise, değerinde, geçen süreyle orantılı bir azalmaya neden olduğu, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 3. maddesinde, kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği hükümlerine yer verilmiş ise de; davacıdan haksız olarak tahsil edildiği yargı kararıyla saptanması üzerine iade edilen vergi nedeniyle gecikme faizi esas alınarak hesaplanan ve tazminat niteliği kazanan tutara ilişkin olarak, zımnen ret tarihinden itibaren faiz hesaplanmasının, yukarıda yer alan, mürekkep faiz yürütülemeyeceğine ilişkin kanun hükmüne aykırılık teşkil etmeyeceğinin kabulü gerektiği, aksi düşüncenin bu faizin "tazmin" niteliğini ortadan kaldıracağı, bu durumda, davacının, vergi aslı nedeniyle hesaplanan faiz tutarına, zımnen ret tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması isteminin de kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Vergi Kanunlarında, mahkeme kararına istinaden mükellefe iade edilen vergiler için faiz hesaplanmasına dair hükmün halen bulunmadığı, vergi davalarının mükellef lehine sonuçlanması halinde iade edilmesi gereken bir miktarın bulunması durumunda 213 sayılı Kanun'un 112. maddesine göre değil, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/6. maddesine göre işlem yapılması gerektiği, bu hükmün ise karardan sonraki safhaya ilişkin olduğu iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ: Davacı tarafından yargı kararıyla iadesine hükmedilen verginin 19/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle birlikte iadesi istemiyle 27/02/2015 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun 28/04/2015 tarihinde zımnen reddi üzerine, anılan zımnen ret işleminin iptali ile 273.911,06TL tutarındaki tecil faizinin ödenmesi ve söz konusu tecil faizinin de 28/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesi istemiyle dava açıldığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112/4. maddesi uyarınca düzeltme fişinin davacıya tebliğ edildiği tarihe kadar tecil faizi hesaplanması gerekmekle birlikte Vergi Mahkemesince, tecil faizinin işleyeceği son tarih olarak 28/04/2015 tarihinin esas alındığı, ancak dosyada yer alan düzeltme fişinin tarihinin 09/04/2015 olduğu, bu itibarla düzeltme fişinin davacıya tebliği ile zımnen ret işleminin tarihinin uyumlu olduğu, iadeye konu verginin tahsilinde davacının kusuru bulunduğundan verginin iadesine ilişkin düzeltme başvurusunda bulunulan 19/09/2013 tarihinden itibaren faiz isteminde bulunulduğu görüldüğünden Mahkeme kararının işlemin iptali ve 273.910,59-TL tutarındaki tecil faizinin davacıya ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin reddi gerektiği, diğer yandan davacının tecil faizi tutarının yasal faiziyle ödenmesi istemi faize faiz istemi niteliği olduğundan ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'da faize faiz yürütülmesinin yasaklandığı ve hukukumuzda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda da ticari işlere ilişkin olarak bile sadece üç istisnai durumda faize faiz yürütülmesine imkan tanındığı görüldüğünden, Vergi Mahkemesinin davacının tecil faizine ilişkin olarak yasal faiz ödenmesi isteminin kabulüne ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin kabulü ile anılan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY:
    Davacının uhdesinde kalan "Fatih Projesi Kapsamında 3657 Ortaöğretim Okuluna Bilgi Teknoloji Malzemelerinin Satın Alınması İşi"ne ait sözleşme nedeniyle Ankara 16. Noterliğine ödenen damga vergisi ile noter harcının iadesi istemine yönelik düzeltme-şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine, iade edilecek tutar için, 19/09/2013 tarihli düzeltme başvurusundan itibaren 213 sayılı Kanun'un 112/4. maddesi uyarınca tecil faizi hesaplanıp ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddi yönündeki işlemin iptali ve hesaplanan 273.911,06TL'lik tecil faizinin, davalı idarece faiz isteminin zımnen reddedildiği 28/04/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun uyarınca hesaplanan yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmektedir.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 121/3.maddesinde temerrüt faizine, ayrıca temerrüt faizi yürütülemeyeceği, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2.maddesinde bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecbur olduğu, 3. maddesinde ise kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemez kurallarına yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
    Vergi Mahkemesi kararının, 19/09/2013 tarihli düzeltme başvurusundan itibaren 213 sayılı Kanun'un 112/4. maddesi uyarınca tecil faizi hesaplanıp ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddi yönündeki işlemin iptaline ve 273.910,59-TL tutarındaki tecil faizinin davacıya ödenmesine ilişkin hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, davalı idare tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Vergi Mahkemesi kararının, hesaplanan tecil faizi üzerinden davalı idarece faiz isteminin zımnen reddedildiği 28/04/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun uyarınca hesaplanan yasal faizin de ödenmesi istemine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davalı idarenin temyiz istemine gelince;
    Davacı tarafından, davalı idareye yapılan 27/02/2015 tarihli başvuru ile davacıya iadesine hükmedilen verginin, anılan verginin iadesi istemiyle yapılan 19/09/2013 tarihli düzeltme başvurusundan itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesinin istendiği, dava dilekçesinde de anılan başvurunun zımnen reddi işleminin iptali, hesaplanan 273.911,06 TL tutarındaki tecil faizinin anılan başvurunun zımnen reddedildiği 28/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesinin istendiği görülmektedir.
    Davacının fazla ve yersiz tahsil edilen tutarın ödeme tarihinden 213 sayılı Kanun'un 112/4 maddesi uyarınca kendisine ödeme yapılacak tarihe kadar da hesaplanacak tecil faizi hakkı bulunmakla birlikte, taleple bağlılık ilkesi kapsamında davacı tarafından düzeltme başvurusu tarihi olan 19/03/2013 tarihinden faiz isteminin zımnen reddedildiği tarih olan 28/04 2015 tarihine kadar hesaplanan 273.911,06 TL tutarındaki tecil faizinin 28/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesi isteminin faize faiz istemi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
    Yukarıda yer alan mevzuatın değerlendirilmesinden faize faiz yürütülmesinin mümkün olmadığından, paranın sahibinden başkası tarafından kullanılmasının neden olduğu zarar "faiz" adı altındaki ödemelerle karşılandığından ve olayda hüküm altına alınan zararın hukuki niteliğinin tecil faizi olduğu anlaşıldığından, Vergi Mahkemesi kararının, tecil faizine faiz yürütülecek şekilde yasal faiz tutarı üzerinden fiili ödeme tarihine kadar hesaplanacak yasal faizin davacıya ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine;
    2. ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararının tecil faizi tutarının davalı idarece istemin zımnen reddedildiği 28/04/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun uyarınca hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA, diğer kısmının ONANMASINA,
    3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi