23. Hukuk Dairesi 2016/7055 E. , 2017/564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili adına sigortalı çalışanı ... ile dava dışı arsa sahipleri arasında 03.03.2000 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını ancak sözleşmenin üzerinden bir yıl geçmesi üzerine şirketin mali yapısında ekonomik sıkıntıların yaşanmasından dolayı ... ile projeyi teslim etme konusunda aralarında adi ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, davacı müvekkili şirketin para yatıran kişilere ve bankalara olan borçları sebebiyle şirket üzerinde bulunan gayrimenkullere haciz, kısıtlama, tedbir vs. konulabileceğinden söz konusu şirkete ait bulunan payların, sorunsuz ve güvenilen bir başka şirkete devredilmesi şartını koştuğundan davalı ... Ltd. Şti. ünvanına kavuşmuş olan şirketin tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu ..."e müvekkil şirketin %75"lik paylarının tapu devrinin güvene dayalı muvazaalı yapıldığı ve karşılığında bir bedel vs. ödenmediğini, proje bitiminden itibaren ortaklık sona ermiş bulunmasına karşın davalılar tarafından şirkete iade edilmediğini, yine davalı şirket arsa sahipleri ile müvekkil şirket arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre %75 müvekkil şirkete kalacak olan 15 adet bağımsız bölümün vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle yetkilisi olduğu davalı şirkete doğrudan tapu tescillerini sağladığını ve bu yolda işbu bağımsız bölümlerin üçüncü şahıslara davalı şirket üzerinden satarak müvekkili şirketin zararına hareket ettiklerini ileri sürerek, davalı ..."in vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle arsa sahiplerinden doğrudan davalı şirket adına tescil ettirdiği 15 adet villanın dava tarihleri itibariyle güncel değerlerinin bilirkişi marifetiyle tespitini ve davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ayrıca 1 no"lu bağımsız bölümden dolayı vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle müvekkili şirketini zarara uğratmış bulunan davalılardan 3.500.000,00 TL"nin faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, görev itirazında bulunarak davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davadaki taleplere ilişkin hak düşürücü sürelerin geçmiş olduğunu, zamanaşımı sürelerinin de dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket ile davalı şirketin tüzel kişiliğe sahip tacir sıfatını taşıdıkları, dava konusunun her iki ticari şirketin ticari işletmesiyle ilgili olduğu ve ticari dava niteliğinde bulunduğu, 6335 sayılı Kanunu"nun 2. maddesi ile değişik, 6102 sayılı TTK"nın 3. ve 4/1. maddesi ve 5/1. maddesinde tüm ticari davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri"nin görevli olduğunun düzenlendiği, 6100 sayılı HMK"nın 1. maddesi uyarınca, göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında res"en gözetilmesi gerektiği, ayrıca görev HMK"nın 114. maddesinde dava şartları olarak düzenlenmiş bulunduğundan, HMK"nın 115. maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığı, davanın her aşamasında dikkate alınması gerektiğinden, HMK"nın 138. ve 115/2. maddesi uyarınca yargılamada ... Asliye Ticaret Mahkemeleri"nin görevli olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görevsizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, her iki tarafın tacir olduğu ve ihtilaf konusunun her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu gerekçesiyle davanın nispi ticari dava olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de, tacir oldukları sabit olan taraflardan davacının talebi olan tapu iptali ve tescil ile tazminat istemi davalı ... A.Ş."nin ticari işletmesiyle ilgili değildir. Bu nedenle davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, davaya bakma görevinin HMK"nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gözetilerek işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda, açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.