19. Hukuk Dairesi 2018/463 E. , 2019/2767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tic. Mah. Sıf.)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının aracı ile davalının aracına çarpması sonucu davalının aracında hasar meydana geldiğini, davalının zararını tazmin etmek amacıyla taraflar arasında anlaşma protokolü tanzim edildiğini, yapılan anlaşmaya göre davalıya ait aracın davacıya verilerek aynı vasıflara içeren aynı model ve markada bir aracı alıp davalıya teslim edeceğini, araç teslim edilinceye kadar 20.000,00-TL"lik teminat senedinin davalıya verildiğini, davalının teminat senedini aldıktan sonra anlaşmaya uymadığını, aracını kendisi tamir ettirdiğini, defalarca araç satın alma yolunda çağrılarına duyarsız kaldığını, yeni bir araç satın almaya ve hasarlı aracını teslim etmeye yanaşmadığını, teminat senedini icraya koyduğunu, davalının bu eyleminin haksız kazanç elde etmeye matuf olduğundan teminat senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacıyı birçok kez arayarak borcunu ödemesini söylediğini, davacının defalarca ödeyeceğini söyleyerek davalıyı oyaladığını, takibe ve davaya konu senedin teminat senedi olmadığını, bu nedenle müvekkilinin borcunu tahsil edebilmek amacıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçtiğini, davacıya ödeme emri gönderildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflara arasında davalının aracında meydana gelen hasarla ilgili olarak “Anlaşma Senedidir” başlılıklı sözleşme tanzim edildiği, buna göre davacının davalının aracında meydana gelen hasar bedelinin tamamını ödemeyi kabul ettiği ve davalıya 20.000.00 TL"lik senet verdiği, davacının kazaya karışan araç ile aynı model, tip veya markada araç alıp davalıya vermesi karşılığında bononun davacıya iade olunacağının kararlaştırıldığı, öte yandan davacının sanık olarak yargılandığı ve davalının da müşteki olduğu Devrek Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2008/39 esas sayılı dosyasında davalının taraflar arasında düzenlenen “Anlaşma Senedidir” başlıklı belgeyi kabul eden beyanları, kazanın oluş tarihi ve dava konusu bononun unsurları nazara alınarak, bononun teminat bonosu olarak düzenlendiği ve teminat amaçlı olarak davalıya verildiğinin sabit olduğu değerlendirilmiş ve davalının takibe dayanak yapılan bonodan dolayı davacıdan 20.000.00 TL alacaklı olduğunu ispatlamak zorunda olduğu, davalının davacıdan alacağının bulunduğunu usulünce ispat edemediğinden davanın kabulüne karar verilmiş olup hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının kendisine ait aracı ile davalıya ait araca çarparak zarar verdiği ve taraflar arasındaki anlaşma sonucu düzenlenen 08/08/2007 tarihli “Anlaşma senedidir” başlıklı protokol ile davacının kazadaki kusurunu kabul ederek davalıya davalının hasara uğrayan aracının aynısını, aynı değerde bir emsalini satın almayı kabul ettiği bunu teminen dava konusu 20.000.00 TL bedelli senedi verdiğini bu aracı satın aldığı taktirde hasarlı aracın davacıya ait olacağı ve teminat senedin de bu şekilde davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak davalının hasarının bir kısmını davacının sigortasından aldığı fakat davacının davalıya protokolde üstlendiği gibi yeni bir araç alıp teslim etmediği, davalının da hasarlı aracı teslim etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusu senedin bir teminat senedi olduğu anlaşılmakta ise de davacı davalının zararını protokol kapsamında karşılamadığından senedin teminat vasfının devam ettiği açık olup senedin zararı karşılamayan kısmı yönünden tahsile konulmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemece dava konusu senedin bedelsiz kaldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesi ve davalının senedin bütünü üzerinden kötüniyet tazminatına sorumlu tutulması doğru olmamış yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş; davacı tarafından protokol hükümleri yerine getirilmediğine göre konusunda uzman bilirkişilerce davalının aracının kaza öncesi değeri ile kaza sonrasındaki değeri tespit ettirilip bu zarardan davacının sigortası tarafından karşılanan kısmı çıkarılarak geriye kalan davalı zararının davalı tarafından dava konusu senedin tahsili suretiyle elde edileceği kabul edilerek dava konusu senedin bu zararı aşan kısmı yönünden menfi tespite karar vermekten ibarettir. Ayrıca oluşa göre davalının senedi bakiye zarar kadar takibe koyması gerekirken bütünüyle koymasında olayın özelliğine göre kötüniyetli olup olmadığı da tartışılarak bu konuda karar vermesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.