20. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/1019 Karar No: 2020/1606
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/1019 Esas 2020/1606 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2020/1019 E. , 2020/1606 K.
"İçtihat Metni"
Bankacılık işleminden kaynaklanan ve cebri icra baskısı altında haksız yere ödenen bedelin tahsili (istirdat) istemli davada...... Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan ve cebri icra baskısı altında haksız yere ödenen bedelin tahsili (istirdat) istemine ilişkindir. ......, davanın tüketici hakem heyeti kararına itiraz davası olarak nitelendirildiği ve davanın TKHK m.70/3 gereği tüketicinin bulunduğu yerdeki mahkemenin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ...... Mahkemesince ise...... sayılı ilamı ile davanın tüketici hakem heyeti kararına itiraz davası olarak nitelendirildiği ve davanın TKHK"nın m.70/3 gereği tüketicinin bulunduğu yerdeki mahkemenin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş ise de, dava hakem heyeti kararına itiraz değil alacak davasıdır. Dolayısı ile alacak davalarındaki yetki kurallarının eldeki dosyaya uygulanması gerekir. Bu noktada para alacaklarına yönelik davalarda yetkili mahkemeler; genel yetki kuralı ve tüketici mevzuatı gereğince davalının adresinin olduğu yer mahkemesi , para alacağına ilişkin olmasından dolayı davacının adresinin olduğu yer mahkemesi ve tarafların yetkiye itirazları yok ise davanın açılmış olduğu yer mahkemeleridir. Ayrıca alacak davalarındaki yetkiye ilişkin kurallar kamu düzeninden olmamakla ve kesin yetki kuralları söz konusu olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 72/8"de “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” hükmü düzenlenmiş olup kesin yetki hali söz konusu değildir. Somut olayda; davacı vekili, davalı tarafından yapılan şikayet üzerine tüketici hakem heyeti tarafından alınan karar gereğince davalının hesabına ilgili tutar yatırıldığı halde, davalı tarafından hakem heyeti kararının icra dosyasına konu edildiği ve müvekkil şirketin istirdat hakkını saklı tutarak ikinci kez ödeme yaptığını iddia ederek, cebri icra tehdidi altında ödenen tutarın faiziyle birlikte davalıdan tahsili isteğiyle dava açmış olup tüketici hakem heyeti tarafından verilen karara itiraz edilmediği gibi takibi yapan icra dairesinin ..... olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı..... çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri ve ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince; ...... YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/06/2020 günü oy birliği ile karar verildi.