16. Hukuk Dairesi 2020/9707 E. , 2020/6622 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köy çalışma alanında bulunan ...,.. ve 139 parsel sayılı 14.424,84 ve 6.699,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 139 parselin tamamı ile 42 parselin 2/8 payı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... ve arkadaşları adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... varisleri, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, 101 ada 42 parsel sayılı taşınmazda davalılar adına kayıtlı 2/8 payın 1/4 payı ile 101 ada 139 parsel sayılı taşınmazın 1.500.00 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 101 ada 42 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine; 101 ada 139 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, tapu kaydının iptali ile 22.11.2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.206,71 metrekarelik kısmın tefrik edilip 101 ada 140 parsel sayılı taşınmaza eklenerek ... mirasçıları adına miras payları oranında, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 5.431,84 metrekarelik kısmın 101 ada 139 parsel numarası adı altında davalılar adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-101 ada 139 parsel sayılı taşınmaz yönünden dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; dava, taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre, taşınmazın kabulüne karar verilen 1.206,71 metrekarelik kısmının değeri dikkate alınmak suretiyle yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının değeri ile dava konusu olmayan davacıların malik olduğu 101 ada 140 parsel sayılı taşınmazın toplam değeri üzerinden davacılar lehine vekâlet ücreti hesaplanması ve bu değere göre fazladan vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
2- Davacılar vekilinin dava konusu 101 ada 42 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalıların tutunduğu noter satış sözleşmesi kapsamında kaldığı, dolayısıyla taşınmazın davalılara kök muris ..."den intikal etmediği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Davalıların dayandıkları 21 Haziran 1948 tarih 816 yevmiye nolu noter satış senedi ile kök muris ..., ... Köy hududu sınırı içerisinde kalan tüm taşınmazlarını “dış yol tarlası” hariç olmak üzere davalılara sattığı anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazın müşterek muristen kaldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Yanlar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın, davalıların dayandıkları 1948 tarihli senetle davalılara satılıp satılmadığı noktasındadır. Ne var ki Mahkemece, sözü edilen noter satış senedi keşifte uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmediği gibi, dosyaya yansıyan tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarında, davacıların miras bırakanının ölümüne kadar çekişmeli taşınmazın bir kısmını kullandığı belirtilmiş olmasına rağmen bu kullanımın neye ilişkin olduğu da sorularak açıklığa kavuşturulmamış ve bir kısım mahalli bilirkişi ve tanıklar beyanlarında, bu parselde davacıların murisi ... ’in payının bulunduğu belirtildiği halde, söz konusu beyanlar üzerinde de durulmamış; bu beyanlara neden değer verilmediği tartışılarak gerekçeli kararda açıklanmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmesi için Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, davalı tarafça dayanılan satış senedi yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eliyle uygulanarak senedin çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli, taşınmazın ne zamandan beri kim tarafından kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, satışla birlikte zilyetliğin devredilip devredilmediği ve satıştan sonra sürdürülen zilyetliğin niteliği konusunda yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, ayrıca önceki keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında ifade edildiği gibi, taşınmazda, miras bırakanın ölümüne kadar davacılar tarafından kullanılan bir bölümün bulunup bulunmadığı ve davacıların bu bölümü neye istinaden kullandıkları, yine önceki keşifte dinlenen bir kısım yerel bilirkişi ve tanıkların, taşınmazda davacıların murisi ... "in payının bulunduğu yönündeki ifadeleri dikkate alınarak, davacıların murisi ... "in taşınmazda payının bulunup bulunmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana hangi sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.