Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/24427
Karar No: 2019/17846
Karar Tarihi: 01.10.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/24427 Esas 2019/17846 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/24427 E.  ,  2019/17846 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... Kargo...İçi ve...Dışı Taşımacılık A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti :
    Davacı vekili, müvekkilinin, 2005 yılı Eylül ayında davalılardan ... Kargo...İçi ve...Dışı Taşımacılık A.Ş’ne ait işyerinde çalışmaya başladığını, 2009 yılı Ekim ayında ise, bu davalının zorlaması ile acente olan diğer davalı yanında çalışmaya başladığını, söz konusu iş naklinin her iki davalı işveren tarafından yapılan anlaşmaya göre yapıldığını, Eylül 2013’e kadar burada çalıştığını, ancak davalılar arasındaki sorunlar nedeniyle yeniden davalı şirket nezdinde çalışmaya başladığını, daha sonra hizmet verdikleri bir şirketten yapıldığı iddia edilen mükerrer tahsilatlardan davacıyı sorumlu tutarak, bahse konu mükerrer tahsilatlarla ilgisi olmamasına karşın, zaman zaman fiili zorlamalara varan baskı ve tehditle bazı belgeler ve istifa dilekçesi imzalatıldığını, istifa etmek gibi bir niyeti olmadığı halde iradesi fesada uğratılarak istifa etmesinin sağlandığını, davacının, çalışma süresi boyunca 08:30-20:00 saatleri arasında çalıştığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık şizin ücreti alacağı ve fazla çalışma ücret alacaklarının ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem ve ihbar tazminatı ve fazla mesai alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar Cevabının Özeti:
    Davalı ... Kargo...İçi ve...Dışı Taşımacılık A.Ş. vekili, 18.03.2009 tarihinden önceki fazla çalışma ücretlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirketin zorlamasıyla diğer davalı yanında çalışmaya başlandığı iddiasının doğru olmadığını, işyeri devri yapılırken çalışanın rızasının gerekmediğini, böyle bir durumun işçi açısından haklı fesih nedeni de oluşturmadığını, davacının şube müdürü olarak görev yaptığı şube müşterisi olan dava dışı şirketten tahsil edilen faturaları tekrar tahsil ettiğinin bildirildiğini ve yapılan araştırmada yaklaşık 6.732,19 TL. değerindeki faturaların aynı faturanın renkli fotokopisi veya müvekkili şirkette kalan ve üzerinde suret kalan faturaları tekrar müşteriye verilerek tahsil edildiğinin tespit edildiğini, davacının da durumu kabul ettiğini, davacı hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı"na suç duyurusunda bulunduklarını, işverenin güvenini kötüye kullanmaktan dolayı hizmet sözleşmesinin sonlandırılacağının bildirilmesi üzerine davacının, istifa dilekçesi yazarak iş akdini kendisinin sonlandırdığını, bu nedenlerle kıdem ve ihbar tazminatı hakkı doğmadığını, öte yandan, davacının, 01.10.2009- 03.09.2013 tarihleri arasındaki hizmet süresi için diğer davalıdan kıdem tazminatı olarak net 3.980,00 TL aldığını, müvekkili şirkette çalıştığı dönemler olan 04.09.2013-02.12.2013 tarihleri arasında işyerinde çalışma saatlerinin 08:30-17:30 arası olduğunu, fazla mesai olduğunda karşılığının ödendiğini, davacının 116 gün yıllık izin kullandığını ve bu durumun izin defterinde kayıtlı olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Diğer davalı ..., davaya karşı herhangi bir cevap vermediği gibi, duruşmalara katılmamış, yargılama aşamasında sunduğu bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde husumet yönünden sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti :
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının başından itibaren davalı ... Kargo...İçi ve...Dışı Taşımalık A.Ş."nin işçisi olduğunu, davalılar arasında imzalanmış bulunan acentelik sözleşmesinin muvazaalı olduğu, 01.09.2005-03.09.2013 tarihleri arasındaki ilk dönem çalışmasının davalı tarafından kıdem tazminatı ödenmek sureti ile sona erdirildiğinin anlaşıldığı, hizmet akdinin ilk dönem çalışması yönünden davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanacak biçimde sona erdiğinin kabul edildiği, yapılan ödemenin mahsubundan sonra davacının bakiye kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, dosya kapsamına, iş yeri kayıtlarına ve dinlenen tanık anlatımlarına nazaran iş veren tarafından fazla çalışma adı altında herhangi bir ücret tahakkukunun yapılmadığından fazla mesai alacağına ve bakiye yıllık izin alacağına da hak kazanılacağı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Kararı davalı vekili yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Davalı tarafından davacının iş akdinin feshedilmesinin haklı nedene dayalı olup olmadığı davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının koşulları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir. Kıdem tazminatı, feshe bağlı haklardan olsa da, iş sözleşmesinin sona erdiği her durumda talep hakkı doğmamaktadır.
    Somut olayda, davacı iradesi fesada uğratılarak kendisinden istifa dilekçesi alındığı, gerçekte davalı işverenin sözleşmeyi haksız ve bildirimsiz olarak feshettiğini ileri sürmüş, davalı ise davacının, müşterisi olan dava dışı şirketten mükerrer tahsilat yaptığının tespit edildiğini, yazılı savunmasında durumu kabul ettiğini, bunun açığa çıkması üzerine kendi isteği ile istifa ederek işten ayrıldığını, bu anlamda herhangi bir baskı uygulanmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan değerlendirmede, davacının yargılandığı ceza davasında hakkında mahkumiyet kararı verilmiş olması nedeni ile 02.12.2013 tarihli feshin davacı açısından haklı fesih sayılmayacağından, bu dönem için kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılamayacağına karar verilmesi isabetlidir. Ne var ki 01.09.2005-03.09.2013 tarihleri arasındaki çalışma dönemi için, davalı savunması ile yapılan ödemelerin çelişmesi nedeniyle sözleşmenin haksız olarak feshedildiği sonucuna varılarak fark kıdem tazminatına ve ihbar tazminatına hak kazanılacağı yönünde varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, tarafların iddia ve savunmaları ile de örtüşmemektedir. Nitekim Mahkemece davacının hizmet süresinin kesintisiz olduğu kabul edilmiş, 01.09.2005-03.09.2013 tarihleri arasında gerçekleşen çalışma dönemi için acentelik ilişkisinin muvazaalı olduğundan davacının başından beri ... Kargo...İçi ve...Dışı Taşımacılık A.Ş."nin işçisi olduğunun kabulü ile davalı şirketin bu dönem için de sorumlu olduğuna karar verilmiştir. Davacının bu kabule bir itirazı olmadığı gibi kendisi de 30.09.2009 tarihli iş değişikliğinin rızası dışında gerçekleştirildiğini, çalışma süresi boyunca esasen davalı ... Kargo...İçi ve...Dışı Taşımacılık A.Ş. işçisi olarak çalıştığını savunmuştur. Bu durumda davacının kesintisiz olarak çalıştığı ve iş akdinin 02.12.2013 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılamayacak şekilde sona erdiğinin kabul edilmesi karşısında, 19.09.2013 tarihinde yapılan ödeme avans ödemesi niteliğinde olup, son fesih davacı işçi yönünden haklı fesih olmadığından temyiz edenin sıfatı da göz önüne alındığında kıdem ve ihbar tazminatı teleplerinin reddi gerekmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3- Öte yandan; davacı uyuşmazlık konusu alacaklarının tahsili için davalılara ayrı ayrı husumet yöneltmiş olmasına rağmen, Mahkemece karar gerekçesinde davalı ... yönünden davanın reddedildiği açıklanmakla birlikte, anılan davalı yönünden hüküm fıkrasında davanın kabulü veya reddi yönünden herhangi bir hükme yer verilmemiş olması H.M.K. 297.maddesine aykırı olmuştur.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi