22. Hukuk Dairesi 2017/24421 E. , 2019/17842 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 29.05.1996-01.10.2014 tarihleri arasında teknik personel-kaynakçı olarak çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, imzasız ödeme yapılmayacağının beyan edilerek davacıya tüm alacaklarını aldığına dair belge imzalatıldığını, bir kısım alacakları ödenmekle birlikte ihbar tazminatı ve fazla çalışma alacakları karşılığının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkete hitaben yazmış olduğu dilekçe ile ev almak istediği için birikmiş kıdem tazminatının ödenerek çıkış işleminin yapılmasını istediğini, teklifine olumlu yaklaşan davalının kıdem tazminatı ve izin ücreti karşılıklarını hesaplayarak davacı adına banka hesabına ödediğini, kıdem tazminatı hesap bordrosunu ihtirazi kayıtsız imzalayan davacının el yazılı ibraname ile müvekkilini ibra ettiğini, fazla çalışma alacaklarının zamanaşımına uğradığını ve imzalanan ibraname gereğince bu konuda talepte bulunamayacağını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı gerekçeyle, fazla mesai alacağı talebinin kabulüne, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
Temyiz :
Karar, taraflar vekilleri tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacı işçinin iş akdini fesheden taraf konusunda ve iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı hak edecek şekilde sona erdirilip erdirilmediği konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf iş akdine işveren tarafından son verildiğini iddia ederken, davalı iş akdinin davalıdan gelen icap doğrultusunda karşılıklı anlaşma ile feshedildiğini ve davacıya hak etmiş olduğu alacaklarının ödendiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı beyanları doğrultusunda davacının kıdem tazminatının ödenerek iş akdinin sonlandırılması yönündeki icabı üzerine, tarafların icap-kabul çerçevesinde anlaşmaları suretiyle, “ikale sözleşmesi” gereğince iş akdine son verildiği kabul edilmiş ise de varılan sonuç tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Zira dinlenilen davacı tanıkları “davacının işveren tarafından işten çıkartıldığını” belirtmişler, davacı tanığı ... “2-3 ay içerisinde 600-650 kişi işten çıkartıldı, toplu çıkış olarak belirtildi. İşten çıkarken çalışanlardan tazminatları nerede kullanacaklarına dair yazılı beyan aldıklarını” ifade etmiş, davalı tanığı ... da “...davacı işten çıkartıldı diye biliyorum ”şeklinde beyanda bulunmuştur. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının işten çıkma konusunda herhagi bir iradesi ve talebi olmadan, işveren tarafından iradesi fesada uğratılarak kendisinden işten çıkartılma konusunda icabta bulunduğuna dair dilekçe alındığı anlaşılmaktadır. Nitekim Dairemiz temyiz incelemesinden geçen 2017/21710 esas 2019/8758 karar sayılı dosyada, davacı ile aynı işyerinde çalışan ve aynı tarihlerde benzer sebeplerle iş akdi feshedilen davacının iradesinin fesada uğratıldığı ve bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerektiği yönündeki Yerel Mahkeme kararı onanmıştır.
Davalı tarafça dosyaya ibraz edilen kıdem tazminatı hesap tablosunda davacının iş akdinin fesih sebebinin 4857 sayılı Yasanın 25-2md. olarak belirtildiği, işten ayrılma bildirgesinde ise 23 kodu ile işçi tarafından zorunlu fesih olarak belirtildiği, dolayısıyla davalı tarafça dosyaya ibraz edilen iş akdinin sona ermesi ile ilgili belgelerin işveren tarafından düzenlenmiş olmasına rağmen kendi içinde çelişkili oldukları, tanıklarının samimi bir şekilde davacının işten işveren tarafından çıkarıldığının belirttikleri, davacının kendi talebi üzerine iş akdinin sona erdirildiği kabul edilse bile bu durumun ancak ikale sözleşmesi yapılması yönünde bir talep olarak değerlendirilmesi gerekeceği ancak bu yönde taraflar arasında düzenlemiş bir ikale sözleşmesinin de bulunmadığı, iş akdinin işveren tarafından haklı olmayan sebeplerle sona erdirilmesi halinde kıdem tazminatının işçinin yasal hakkı olduğu, işyerinde gün içinde çalışırken ve herhangi bir neden de bulunmadığı halde çağrı üzerine gittiği personel biriminde bir işçinin eşinin rahatsızlığı sebebi ile diğer işçinin ev almak istemesi sebebi ile işten çıkışının yapılması isteğini içerir dilekçe vermelerinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, dolayısıyla gerek davalı tarafından davacının iş akdinin sona ermesi ile ilgili düzenlenen işyeri kayıtlarının kendi içinde çelişkili olması, gerek tanıklarının samimi görülen beyanlarından davacının iş akdinin işveren tarafından sona erdirildiği anlaşılmaktadır. Ancak fesih için haklı bir sebebin varlığının davalı tarafça ispatlanamamış olması ve davacıya 4857 sayılı Yasanın 17.maddesine göre ihbar öneli verilmemiş olması sebebi ile davacının ihbar tazminatı ve giydirilmiş ücret miktarına göre varsa fark kıdem tazminatı alacaklarının kabulü gerekmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01.10.2019 gününde oybirliği ile karar verildi