Esas No: 2018/5691
Karar No: 2022/460
Karar Tarihi: 08.02.2022
Danıştay 3. Daire 2018/5691 Esas 2022/460 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2018/5691 E. , 2022/460 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5691
Karar No : 2022/460
TEMYİZ EDENLER :1-(DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ: Av. …
2-(DAVACI) …
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin İstanbul Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem : Davacı tarafından, taşınmazı üzerine uygulanan haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlem ile hacze dayanak … tarih ve … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu hacze dayanak ..., ..., ... plaka numaralı kamu alacaklarının asıl borçlu şirket adına verilen beyannamelerden kaynaklandığı ve kamu alacaklarının vade tarihinde davacının şirketin müdürü olduğu, davacıya kanuni temsilci sıfatıyla usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir ödemede bulunulmadığı anlaşıldığından dava konusu haczin sözü edilen kamu alacaklarından kaynaklanan kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, 67 plaka numaralı kamu alacağının, asıl borçlu şirket adına 2008 yılına ilişkin olarak verilmesi gereken kurumlar vergisi beyannamesinin süresi içinde verilmemesinden dolayı kesilen özel usulsüzlük cezası olduğu, davacı ilgili beyannamenin verilmesi gerektiği zaman diliminde şirketin müdürü olup kendisine kanuni temsilci sıfatıyla usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir ödemede bulunulmadığından haczin 67 plaka numaralı kamu alacağından kaynaklanan kısmının da hukuka uygun olduğu, dava konusu hacze dayanak 769, .., ..., ..., ... ve ... plaka numaralı kamu alacaklarının beyan edilmesi ve ödenmesi gerektiği zamanlarda şirketin kanuni temsilcisi olmadığı anlaşılan davacının, şirketin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi hususunda yetki ve sorumluluğunun bulunmadığı açık olduğundan, söz konusu kamu alacaklarından kaynaklanan hacizde hukuka uyarlık bulunmadığı, ... ve ... plaka numaralı kamu alacaklarının, şirket adına 2006 ve 2007 yıllarının Aralık dönemleri için takdir komisyonu kararına istinaden yapılan cezalı katma değer vergisi tarhiyatları olduğu, 26/03/2009 tarihinde şirket müdürlüğüne seçilen davacının, bu tarihten sonra, şirket müdürlüğünün sona erdiği hususunda Ticaret Sicili Gazetesinde yapılmış bir ilan olmadığı hususu göz önünde bulundurulduğunda, tarhiyatların, şirket adına tahakkuku ve vade sürecinde şirketin kanuni temsilcisi olduğu anlaşılan davacıya, kanuni temsilci sıfatıyla usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir ödemede bulunulmadığından dava konusu haczin 8 ve 15 plaka numaralı kamu alacaklarından kaynaklanan kısmında da hukuka aykırılık bulunmadığı, iptali istenilen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak 29/12/2014 tarihinde davacıya tebliğ edilmesinden sonra açılan davada … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla verilen dilekçe ret kararı üzerine süre içerisinde yenilenmediğinden, davanın hiç açılmamış sayılması gerektiği bu nedenle ödeme emirlerine karşı 6183 sayılı Kanunu'nun 58. maddesinde belirtilen 7 günlük dava açma süresi içinde en geç 05/01/2015 tarihine kadar dava açılması gerekirken, dava açma süresi geçirilerek Mahkemelerinin kayıtlarına 05/10/2016 tarihinde giren dilekçe ile açılan bakılan davanın ödeme emirlerine ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle esasının incelenemeyeceği gerekçesiyle dava konusu haczin; ..., ..., ... ve ... plaka numaralı kamu alacaklarından kaynaklanan kısmı iptal edilmiş, ..., ..., ..., ..., ... ve ... plaka numaralı kamu alacaklarından kaynaklanan kısmı yönünden dava reddedilmiş, 1,2,3,4 takip numaralı ödeme emirleri yönünden ise dava süre aşımı yönünden reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davalı idare tarafından, davacının ilgili dönemlerde kanuni temsilcisi olduğu şirketin vadesi geçmiş kamu borçlarının şirketten tahsil edilemediğinin anlaşılması üzerine tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla davacının taşınmazı üzerine uygulanan dava konusu haciz ile dayanak ödeme emirlerinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir
Davacı tarafından, yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğu, asıl borçlu şirketteki kanuni temsilcilik görevinin hisse devrine ilişkin 05/02/2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile sona erdiği, zaten fiilen kanuni temsilci olmadığı, silah ruhsatı alabilmek için kanuni temsilci olarak atandığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ: Davalı temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Davacının muhtelif tarihler arasında kanuni temsilci olduğu … Ürünleri Ticaret Limited Şirketi adına tahakkuk eden kamu alacaklarının vadesinde ödenmediği ve ödeme emri tebliğine rağmen de şirket tarafından bir ödeme yapılmadığı, yapılan araştırmada da şirketten tahsil imkanı kalmadığının anlaşıldığından bahisle kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili için düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emirlerinin tebliğine rağmen ödemede bulunulmaması üzerine anılan kamu alacaklarının davacıdan tahsili için taşınmazı üzerine dava konusu haczin uygulandığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir "ödeme emri" ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği; 62. maddesinde borçlunun, mal bildirimde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairelerince haczolunacağı hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu haczin ..., ..., ..., ..., ... ve ... plaka numaralı kamu alacaklarından kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrası ile 1,2,3,4 takip numaralı ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuki nedenler ve gerekçe ile Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Kamu alacağının tahsili amacıyla adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğ edilmesine karşın, borcunu yedi gün içinde ödemediği gibi bu süre içinde ödeme emrinin iptali istemiyle idari dava açmayan veya açmış olduğu davası reddedilen kamu borçlusu hakkında alacaklı tahsil dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak haciz uygulanabileceği ve hacze karşı açılan davada, ödeme emri aşamasında açılacak idari davada ileri sürülmesi gereken hukuka aykırılıkların işlemin sebep unsurundaki hukuka aykırılık hali olarak incelenmesine olanak bulunmadığı açıktır.
Buna göre, davacının taşınmazına, kanuni temsilcisi olduğu şirket tüzel kişiliğinin borçları nedeniyle uygulanan hacze karşı açılan davada, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğinin ve haciz varakalarının hukuka uygunluğu incelenebilecek olup, bunun dışında yapılan hukuki irdeleme sonucu ulaşılan yargı hükme esas alınarak davanın sonuçlandırılması hukuka uygun düşmediğinden, Vergi Mahkemesi kararının, haczin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararının belirtilen hüküm fıkrası yönünden bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacı temyiz isteminin reddine,
2.Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu haczin … , … , … , … , … ve … plaka numaralı kamu alacaklarından kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrası ile … takip numaralı ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Davalı idare temyiz isteminin kabulüne,
4.Kararın; haczin kaldırılan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca … TL maktu harç alınmasına, 08/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Dosyanın incelenmesinden, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin vergi borçlarından dolayı taşınmazı üzerine haciz uygulandığı, haczin dayanağı olan … tarih ve … takip numaralı ödeme emirlerine karşı açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddedildiği anlaşılmıştır. Bu durum ödeme emrine muhatap olan davacının maddi hukuk bakımından da borçlu kabul edilmesine yeterli olmamalıdır.
Hakkında borçlu sıfatıyla işlem yapılmasını gerektiren objektif düzenlemede aranan koşulların gerçekleşmediğinin tahsilatın diğer bir aşaması olan haciz aşamasında kullanılmasına engel bulunmadığından hacze karşı açılan davanın esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varıldığından Daire kararının bozmaya ilişkin hüküm fıkrasına bu gerekçeyle katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.