Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/309
Karar No: 2020/2739
Karar Tarihi: 04.06.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/309 Esas 2020/2739 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/309 E.  ,  2020/2739 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    No : 2017/2754-2018/1798
    İlk Derece
    Mahkemesi : Adana 2. İş Mahkemesi
    No : 2012/752-2017/155

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, meydana gelen iş kazası nedeniyle yaralanan sigortalıya ödenen peşin sermaye değerli gelir ve diğer kalemlerin 5510 sayılı Yasa uyarınca tahsilini istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı şirket davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece Mahkemesi tarafından, Davanın kısmen kabulü ile, 5510 sayılı yasanın 23. maddesine göre belirlenen sorumluluk miktarından kazalı işçinin kusurunun yarısının takdiren indirilmesi sonucu belirlenen %50 sorumluluğa tekabül eden 50.597,92 TL kurum zararının gelirin onay tarihi olan 15/02/2012 tarihinden, 1.880,18 TL geçici işgöremezliğe ilişkin kurum zararının ödeme tarihi olan 07/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    Davacı ve davalı vekillerinin, Adana 2. İş Mahkemesinin 30.05.2017 tarih ve 2012/752 Esas - 2017/155 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurularının HMK"nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine, karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı şirket ve davacı Kurum vekili kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı kurum avukatının tüm ve davalı şirket avukatının ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) İşverenler çalıştırdığı sigortalıları 5510 sayılı kanunun 8. maddesinde öngörülen süre içerisinde kuruma bildirmek zorundadır. Yasal düzenleme ile amaçlanan çalışanların sosyal güvenceye kavuşturulması ve kayıt dışı çalışmanın önlenmesidir. Bildirimle birlikte sigortalı tescil edilmekte ve sosyal haklardan yararlanmaya başlamaktadır. Aksi halde çalışanlar sosyal risklere karşı korumasız kalmaktadır. İşe giriş bildirgesinin süresinde verildiği kurum kayıtları ile belirlenirken, bu durumun aksinin ispatı işverene düşmektedir. Sigortalılık, işçinin çalışmaya başladığı tarihten itibaren başladığı için, çalışılan tarihten bir gün önce işçinin girişinin yapılması gerekir. Ancak işçinin fiilen çalışmaya başlaması saat olarak ispatlanabiliyorsa işe giriş bildirgesi işe başlamadan önce olmak kaydıyla aynı gün de verilebilir.
    5510 sayılı kanunun 8. maddesinde, işe giriş bildirgesinin nasıl verileceği düzenlenmemiş ancak maddenin son fıkrasında "Sigortalı işe giriş bildirgesinin şekli ve içeriği, bildirgenin verilme yöntemleri ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir" denilmiştir. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 11. madde de ise, işverenlerin sigortalıları internet ortamında, kuruma e-sigorta yoluyla bildirmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 8’inci maddesine göre; Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı olanların Kuruma bildirim yükümlülüğü işverene ait olup; 7’nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalının işe giriş bildirgesi ile bildirilmesi gerekir. İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için, en geç çalışmaya başlatıldığı gün; yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde, ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar; Kamu idarelerince istihdam edilen 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa göre işsizlik sigortasına tabi olmayan sözleşmeli personel ile kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren bir ay içinde, işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmeleri gerekir.
    5510 sayılı Kanunun “Süresinde Bildirilmeyen Sigortalılıktan Doğan Sorumluluk” başlıklı 23’üncü maddesinin 1 ve 2’nci fıkralarındaki düzenlemeye göre; işverenin rücu alacağından sorumluluğu için, çalıştırılan sigortalının işe giriş bildirgesinin süresi içinde Kuruma verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesinden veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten sonra meydana gelmemiş olması gerekir. Başka bir deyişle; sigortalının bildirimi kanunda belirtilen sürelerden sonra yapılsa bile, zararlandırıcı sigorta olayı işe giriş bildirgesinin verildiği veya çalışmanın Kurumca tespit edildiği tarihten sonra meydana gelmiş ise; işverenin anılan düzenleme kapsamında sorumluluğu yoluna gidilemez. Sözü edilen madde ile; işverenin kaçak işçi çalıştırmasının önlemesi amaçlanmış olup, maddenin düzenleniş şeklinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 23’üncü maddeye göre işverenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır. Zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemiş ise, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının tamamından sorumlu tutulması gerekir. Öte yandan; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51’inci maddesindeki; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” ve 52’nci maddesindeki “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükümleri gözetilerek, zarar gören(sigortalının) müterafik kusurları da nazara alınarak söz konusu maddeler kapsamında Hâkim tarafından takdir edilecek uygun bir indirimin yapılması gereği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Dosya kapsamından davalı işveren yönünden 5510 sayılı Yasanın 23. madde koşullarının oluştuğu hususunda şüphe bulunmamaktadır. Mahkemece işveren hakkında 23. madde koşullarının olayda oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulması yerinde ise de; kaza olayında kusur ve ihmali bulunmayan işverenin BK 43-44 (TBK 51-52) maddeler gözetilerek %50 kusurlu tutulması isabetsizdir. Bu nedenle TBK 51. ve 52. maddeler uyarınca %50"den az olmamak üzere yapılacak indirim nisabında somut olayın özellikleri ve işveren kusurunun hiç olmaması da gözetilerek bir miktar daha indirim yapılması hususunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi