Hukuk Genel Kurulu 2013/2047 E. , 2015/1199 K.- MESKENİYET SEBEBİYLE HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ
- BORÇLUNUN HALİNE MÜNASİP EVİN BELİRLENMESİ
- İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 82
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “şikayet” kanun yolundan dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 3.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 11.06.2012 gün ve 2011/400 E., 2012/395 K. sayılı kararının incelenmesi karşı taraf-alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 26.03.2013 gün ve 2013/6538 E., 2013/11360 K. sayılı ilamı ile;
(...İİK"nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına, satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen haline münasip mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakıldıktan sonra artan miktar alacaklıya ödenmelidir.
Somut olayda; talimat icra mahkemesince yapılan keşif sonrasında alınan 18.05.2012 tarihli raporda; M.Kemalpaşa ilçesi Yalıntaş beldesinde bulunan 199,13 m2 arsa üzerinde kurulu iki katlı taşınmazın toplam değerinin 54.913 TL olduğu, dairede kendisi ve eşi ile beraber 2 kişi olarak yaşayan borçlunun haline münasip evi 30.000 TL"ye alabileceği bildirilmiştir. Takip hukukunda, asıl olan borcun ödenmesi olup, alacaklının alacağına kavuşması için gerekli takip işlemleri yapılırken borçlunun ve birlikte yaşadığı diğer aile fertlerinin barınma imkanını da elinden almamak gerekir. Bir başka anlatımla borçlunun yaşaması için zorunlu olan evini kendisine bırakırken alacaklının da alacağına fiilen kavuşmasını engelleyecek amacı aşan uygulamalardan da kaçınmak ve taraflar arasındaki menfaatler dengesini de hukuk düzeni içinde korumak gerekir.
Bu durumda borçlunun haline münasip meskeni edinebileceği evi bilirkişi raporuna göre 30.000,00 TL’ye alabileceği saptandığı ve bunun aksi de dosyada ispat edilemediği halde, mahcuzun 30.000,00 TL’den az olmamak üzere satılmasına ve 30.000,00 TL’nin borçluya, kalanının ise alacaklıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümüyle kabulü ile haczin kaldırılmasına dair hüküm tesisi isabetsizdir.....)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı-alacaklı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun (İİK) 82/12. maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir.
Şikayet eden-borçlu, alacaklı tarafından aleyhine başlatılan icra takibinde, haline münasip evinin haczedildiğini ileri sürerek İ.İ.K.’nun 82.maddesi gereğince haczin kaldırılmasını istemiştir.
Karşı taraf-alacaklı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, borçluya ait haczedilen evin, haline münasip evi olduğu ve haczedilemeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; karşı taraf-alacaklı vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıya metni aynen alınan ilam ile bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, borçlunun alabileceği haline münasip bir evin değerinin belirlenmesinde bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; özellikle tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 15.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.