11. Hukuk Dairesi 2019/3017 E. , 2020/1158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/03/2018 tarih ve 2017/267 E. - 2018/70 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 03/05/2019 tarih ve 2018/1111 E. - 2019/529 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2002/21178, 174119 sayılı ve "GO-LOGISTICS GLOBAL OPERATIONS LOCAL SOLUTIONS+şekil", "GO A C.OZDEMİR COMPANY GO ULUSLARARASI NAKLİYAT SERVİS VE TİC. A.Ş." ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “DO to GO+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPMK’ya başvuruda bulunduğunu, 2016/51878 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa YİDK kararının aksine 556 s.KHK’nın 8/1-b bendinde öngörülmüş şekilde her koşulun gerçekleşmesi ile iltibasın mevcut olduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış hale geldiğini ileri sürerek 2017-M-3990 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2016/51878 sayılı “DO to GO!” ibareli marka kapsamı ile davacının tescilli markalarının kapsamındaki mallar ile benzer olduğu, fakat davaya konu ibarelerin, 556 sayılı KHK m. 8/1-b kapsamında değerlendirilmesi sonucunda, iltibasa yol açabilecek bir benzerlik bulunmadığı, davacıya ait 2002/21178 ve 174119 sayılı, “go-logistics global operations local solutions go şekil” ve “go ac özdemir company uluslararası şekil” markalarının TPMK özel korunan markalar sicilinde bulunmadığı, dava ekinde sunulan delillerin de tanınmışlığın ispatı için yeterli olmadığı ve dolayısıyla davacının 556 sayılı KHK"nın m.8/4 anlamında tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı, davalının kötü niyetli marka başvurusu yaptığının da ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacının “GO” ana unsurlu markaları ile davalının “DO to GO” ibareli başvuru markasının 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığı ve markalar arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İltibas tehlikesinin değerlendirmesinde markaların baskın unsurları da gözetilmek suretiyle üzerinde kullanılacağı ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak karışıklığa yol açıp açmayacağının dikkate alınması gereklidir. Bu hususlar dikkate alınarak yapılan değerlendirmede davacı markalarının ana unsurunun “GO” ibaresi olduğu, davalı başvuru markasında bu ibarenin önüne “DO to” ibaresi getirilerek markanın oluşturulduğu, “GO” ibaresinin önüne “DO to” ibaresinin getirilmesinin ve markada bazı harflerin büyük bazı harflerin küçük yazılmış olmasının dava konusu markaya ayırt edicilik katmadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b bendi uyarınca dava konusu davalı başvuru markasının davacı markaları ile ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde iltibas tehlikesine yol açacak derecede benzer olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece taraf markalarındaki işaretlerin 556 sayılı KHK"nın 8/1-b anlamında benzer olduğu kabul edilerek markalar arasındaki aynı ve ilişkili mal ve hizmetler yönünden bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun, esastan reddine ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nin kararının onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun aksi yöndeki bozma gerekçesine katılmıyorum.